Fenerbahçe Üniversitesi

Permanent URI for this communityhttps://acikerisim.fbu.edu.tr/handle/123456789/1

Browse

Now showing 1 - 20 of 1254

Citation - WoS: 2
Citation - Scopus: 3
Inverse Problem for Euler-Bernoulli Equation With Periodic Boundary Condition
(Univ Nis, Fac Sci Math, 2018) Kanca, Fatma; Baglan, Irem; Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
In this work the inverse coefficient problem for Euler-Bernoulli equation with periodic boundary and integral addition conditions is investigated. Under some natural regularity and consistency conditions on the input data the existence, uniqueness and continuously dependence upon the data of the solution are shown by using the generalized Fourier method. Numerical tests using the implicit finite difference scheme combined with an iterative method are presented and discussed. Also an example is presented with figures.
Citation - Scopus: 2
The Effects of Maternal Omega-3 Fatty Acid Supplementation on Breast Milk Fatty Acid Composition
(İstanbul Medipol University, 2018) Ay, E.; Büyükuslu, N.; Batırel, S.; İlktaç, H.Y.; Garipağaoğlu, M.; Beslenme ve Diyetetik Bölümü
Breast milk is the first source of omega-3 fatty acids (FA) for infants. We hypothesized that maternal omega-3 FAs supplementation affects the FA composition of breast milk. Thirtysix women received 950 mg omega-3 polyunsaturated (PUFA) supplementation per day for 9 months from 22-24 weeks of pregnancy until the 6 months of lactation and 26 women were enrolled as controls. Demographic data and nutritional status were taken by a questionnaire. Breast milk samples were collected at just after birth and 6 months of lactation. Fatty acids were analyzed by gas chromatography mass spectrometry (GC-MS). Data was assessed using SPSS 22.0 software. The supplementation increased the level of docosahexaenoic acid (DHA) and eicosapentaenoic acid (EPA) while decreased the level of saturated fatty acids (SFA) in breast milk. The ratio of omega-6/omega-3 FAs was also decreased in the supplemented mothers’ milk. In conclusion the maternal supplementation of omega-3 FAs improved the DHA and EPA levels. © 2018, İstanbul Medipol University. All rights reserved.
Donald John Trump Örneklemi Üzerinden Siyasette Kadına Yönelik Ayrımcı Söylem Örnekleri
(2018) Alp, Hakan
Makalemiz kapsamında 20 Ocak 2017 tarihinde Amerika Birleşik DevletleriBaşkanlığına seçilen Donald John Trump’ın 1980’lerde başlayan iş hayatından AmerikanBaşkanı olması süreci dâhil yaptığı konuşmalarından hareketle, özellikle kadınlara yönelikkullandığı nefret söyleminin özelliklerini analiz etmek amacıyla söylem analizi yapılmıştır.Söz konusu analiz kapsamında Trump’ın değişik zamanlardaki konuşma metinleri;doğal dil kullanımı, retorik unsurları ve ele aldığı gündem konuları açısından incelenmiştir.Ulaştığımız veriler sistematik bir biçimde düzenlenmiş ve karşılaştırma yapılarakdeğerlendirilmeye tabi tutulmuştur.Siyasal iletişim çerçevesinde özellikle kamuoyu önderlerinin ve siyasal liderlerinkullandığı dil etki alanı açısından çok önemlidir. Dünya siyasetinde, siyasal yelpazenin tümtarafındaki parti ve ideolojiler açısından siyasal liderler partileriyle özdeşleşmişlerdir. Dolayısıylasiyasal liderin söylemi, partinin hedef kitlesi seçmeleri için çok önem taşımaktadır. Ayrıca sözkonusu lider karakteristik açıdan popüler ve karizmatik özellikler taşıyorsa hedef kitle üzerindekietkisi de ona paralel olarak artmaktadır.Dünyanın farklı bölgelerinde, siyasetçilerin nefret söylemi pratiklerindeki hedefleri, otoplumda hangi grup ve kişilerin ayrımcılığa maruz kalmalarına bağlı olarak değişmektedir.Ancak zihniyet yapıları, tutum ve davranışları, motivasyonları, ideolojilerini besleyen ve meşrukılan ortam değişmemektedir.Amerika’nın dünya siyasetine ve ekonomisine yön verme, gündem belirleme gücüdikkate alındığında, Donald Trump’ın makalemizde örneğine sıklıkla rastlayacağımız kadınayönelik ayrımcı, ötekileştirici ve aşağılayıcı söyleminin yaratabileceği tahribatın boyutunun çokönemli olduğu ortadadır.
Marketing Ethics and Ethical Issues Related To Marketing Communication
(Springer-verlag Singapore Pte Ltd, 2018) Sayil, Emine Mediha
[No Abstract Available]
Citation - WoS: 2
Citation - Scopus: 1
Isokinetic Knee Muscular Strength Is Associated With Hematologic Variables in Female Modern Dancers
(Spanish Assoc Sports Performance Analysis-aearedo, 2018) Agopyan, Ani; Tekin, Demet; Terapi ve Rehabilitasyon Bölümü
It is important to expose the risk factor in injury in the context of the health and the careers of dancers. Female are at greater risk of developing anemia than men, yet scarce data exist on anemia associated outcomes in female dancers. The aim of the present study was to investigate the relationships between bilateral isokinetic knee extensor and flexor muscles strength, and biochemical hematologic parameters in female modern dancers. Concentric isokinetic peak torque [(PT)-N.m], peak torque % body weight [(PT% BW)-N.m.kg(-1)], average peak torque [(AVGPT)-N.m] and total work [(TW)-J)] of the knee extensor and flexor muscles were measured at a velocity of 60 degrees, 180 degrees and 300 degrees s(-1). To determine hematological parameters [red blood cell count (RBC), hematocrit (Hct), and Hb] were determined. The dancers of LHG and HHG had significant differences (p <= 0.05) for hematological parameters. HHG dancers' strength production in extensors muscles of PT, TW and AVGPT in non-dominant left leg (p <= 0.05) were significantly higher than LHG dancers. There were significant (p <= 0.05) negative correlations between TW (300 degrees s(-1)) of left leg extensor muscles and RBC, Hct and Hb variables. Isokinetic knee muscular strength is associated with hematologic variables in female modern dancers. The current study provides evidence that the low-level hematologic parameters has decreased performance on torque production of extensors knee muscles in non-dominant leg during isokinetic muscle strength endurance in female modern dancers.
Citation - WoS: 15
Citation - Scopus: 21
Balance Training in Modern Dancers Proprioceptive-Neuromuscular Training Vs Kinesio Taping
(Science & Medicine inc, 2018) Tekin, Demet; Agopyan, Ani; Baltaci, Gul; Terapi ve Rehabilitasyon Bölümü
Kinesio tape and proprioceptive exercises are both used for increasing balance in dancers. The purposes of this study were to: a) determine the acute effect of kinesio tape (KT) application on the ankle joint on balance performance, b) investigate the effects of an 8-week proprioceptive-neuromuscular (PN) training program on balance performance, and c) compare their effects vs modern dance technique classes alone. Thirty-three trained, university-level modern dance students (9 male, 24 female) were divided randomly into three groups: kinesio tape (KT, n=11), proprioceptive-neuromuscular (PN, n=11), or control (n=11). Static (turn-out passe-opened eyes/releve and turn-out passe-closed eyes/flat foot), semi-dynamic (airplane), and dynamic balance (monopodalic-straight and -transverse in a turn-out passe-eyes opened/flat foot) tests were performed before and after the intervention. One day after pre-tests, KT mechanical correction technique was applied to the left ankle joint (supporting leg) in the KT group, and tests were repeated to determine the acute effect of KT. The PN group participated in an 8-week balance training program (2 days/wk, 60 min/day) involving exercises using stable and unstable surfaces. Significant improvements were observed for all static and dynamic balance tests in the PN group; semi-dynamic airplane and dynamic monopodalic-straight and transverse tests improved in the KT group; and only semi-dynamic airplane test scores changed significantly for the control group (p<0.05). Our findings suggest that with the exception of the semi-dynamic airplane test, both PN training and KT application were more effective at improving balance performance for modern dancers than modern dance technique classes alone.
Gelenekselden Dijitale Medyanın Dönüşümü Çerçevesinde Cnntürk ve Ntv İnternet Sitelerinin Karşılaştırmalı Analizi
(2018) Alp, Hakan; Turan, Erkan
Geleneksel medyanın günümüzde geldiği nokta ve geleceğine ilişkinsorunsalda karşımıza çıkan en önemli husus hız faktörünün egemen biretmene dönüşmesidir. Yeni medya yapısı gereği kitleye ilettiği sonteknolojik hizmetlerle beraber zamanla yarışmaktadır. Sosyal medya;interaktifliği, hızı, mevcut duruma anında yanıt verebilme gibi özellikleriyanında teknolojik olanakların getirdiği araç çeşitliliği sayesindekitlelerin sürece doğrudan katılımını sağlamaktadır.Gelenekselgazetecilikte, yalnızca haberin sunumunda değil, habere ulaşma, haberidüzenleme ve sunma tarzlarında temelden değişiklikler olmuştur.Günümüz teknolojisinin hızlı gelişimiyle beraber, yeni medyaortamlarında da her şeyi sayısal kodlara dönüştürmüştür. Bir yandan,hem üretici hem de son kullanıcı okur için hız artmakta, öte yandanüretici ve kullanıcı arasındaki kesin ayrım ortadan kalkmaktadır. Yenimedyayı geleneksel medyadan ayıran en önemli özellikler, dijitallik,yayılım hızı ve biçimi etkileşimselliği, sanallığı ve hipermetinsel oluşudur.Makalemiz kapsamında, Türkiye’de en fazla izlenen 5 haberkanalından, kuruluş itibariyle en eski iki büyük TV Haber Kanalları olanCNNTÜRK ve NTV’nin İnternet siteleri karşılaştırmalı bir şekildeincelemeye tabi tutulacaktır. Çalışmada, nicel araştırma yöntemlerindenbiri olan içerik çözümlemesi tekniği kullanılmıştır. Çalışmamızda yeniiletişim teknolojilerinde yaşanan gelişim ve değişiminin, gelenekselmedyanın sınırlarını (hız, etkileşim, ulaşılan insan sayısı) hanginoktalarda aştığının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Citation - WoS: 1
Organizational Change and Applicability of Six Sigma Management Model in the Turkish National Soccer Team
(Gdansk Univ Physical Education & Sport, 2018) Cobanoglu, Halil Orbay; Terekli, Mustafa Serdar; Gursakal, Necmi; Sever, Necip Serdar; Beden Eğitimi ve Spor Bölümü
Background: In recent years, the Six Sigma Methodology has been primarily applied to the enhancement of performance. The purpose of this study was to implement Six Sigma Management Models in the Turkish National Soccer Team. Material and methods: 24 matches of the Turkish National Soccer Team constituted the sample of research. The DMAIC method was used in this study. For statistical analysis of research data, IBM SPSS 18.0 for Windows and Minitab 17 statistical software program were used. As statistical techniques, brainstorm, fishbone, chi-square correlation analysis, Spearman correlation test, process capability analysis and control charts were used, which were the six sigma tools. The numerical values obtained were tested at P < 0.01 and P < 0.05 significance levels. Result: As a result of the research, a statistically significant correlation was found among the match outcomes of the Turkish National Soccer Team and the game formation (P = 0.04), the positive shoot rate (P = 0.03), the positive defence rate on the first zone (P = 0.00) and the positive defence rate on the second zone (P = 0.00). As a result of the improvement, the z bench value for the positive defence rate on the first zone was increased from 0.47 to 0.59. Conclusion: It can be said that the Six Sigma Management Model is applicable for coaching or training in soccer.
Değişen Habercilik Anlayışı Kapsamında İzleyici Mesajlarının Habere Yansıması-örnek Çalışma: Fox Tv ve A Haber Örneği
(2018) Alp, Hakan; Turan, Erkan
Makalemiz kapsamında sosyal medya mesajlarının televizyonhaberlerini nasıl etkilediğini, değişen habercilikte içerik sağlamadansunumlarda ortaya çıkan yeni medya anlayışına vurgu yapılmakistenmiştir. Ortaya çıkan bu yeni medya anlayışı bağlamında televizyonhaberlerinde izleyici mesajlarının okunmasının, interaktif habercilikkavramına yeni bir boyut getirip getirmediği sorusuna da yanıtaranmıştır.Sosyal medya platformları sosyal medya haberciliğikavramının doğmasına neden olmuş, zamanla geleneksel medyayı daiçine alan yepyeni bir habercilik anlayışı sektöre hâkim olmuştur.Özellikle bu yeni anlayış çerçevesinde hazırlanan haberlere, sunumsürecinde izleyici etkisi söz konusu olabilmektedir. İzleyici anchormantarafından sunulan haberlerle ilgili görüş belirtebilmekte, sunucudanbunun yanıtını alabilmekte ve sunucunun izin verdiği olanaklardoğrultusunda içerik gönderebilmektedir. Medyaya hâkim olan bu yenianlayış haberciliğin geleceğini daha iyi anlayabilmek açısındanönemlidir. İşte bu çalışma, televizyon haberlerinin bir iletiden çok,izleyicinin de içinde yer aldığı yeni bir tarzla sunulmaya başlandığınıgöstermeyi amaçlamaktadır. Doğrusal olmayan, çoklu sayısal iletişimteknolojilerinin sağladığı yeni olanaklar medya üretim ve yaymaaraçlarına ulaşılabilirliğiyle kitle ve gazeteciler arasındaki ilişki de farklıbir boyut kazandı. Günümüzde online sosyal ağlarla interaktifgazeteciliğin ulaştığı boyutlar örnek olarak seçilen televizyon kanallarınınhaberleri incelenerek gösterilmek istenmiştir. İnternetin ulaştığı boyutlaberaber sosyal mecralar sanal ortam kullanıcıları tarafından vazgeçilmezbir alışkanlık haline gelerek, her yaştan, kültürden ve her kesimden geniş kitlelerin isteklerine yanıt verirken aynı zamanda bu ortamda fikirlerinipaylaşanların, eleştiri yapanların da buluşma adresi olmuştur.
Citation - WoS: 1
Solving the Sales Problem of a Poultry Meat Company With Thinking Process
(Future Acad, 2019) Onursal, Fatma Serab; Aydin, Selman; Birgun, Semra; Endüstri Mühendisliği Bölümü
The use of new technology in order to achieve real improvement and to increase productivity in a business can be effective in the long term only through the correct analysis of the current status of the business. After the current status is detected, the improvement studies should be continued towards the existing constraints and the studies for eliminating new constraints that will occur at certain time intervals should be repeated. Unless improvement can be sustained, long-term solutions cannot be in question. In family foundations or charitable foundations; factors such as close relationships, special connection, and lack of education come to the forefront, and bulky organizations prevent innovative developments. There is a need for approaches that see the business as a whole and predict the future by uncovering the real situation. One of them is Theory of Constraints. In this paper, a case study is presented in which the problems arising from production and planning, sales and management mistakes in a food business, which is a charitable foundation, were elevated with the application of Theory of Constraints. In the study, the steps such as Current Reality Tree, the Evaporating Cloud and the Future Reality Tree from the Thinking Process were realized. As a result of putting the recommendations into practice, significant improvements were made in the business under examination. (C) 2019 Published by Future Academy www.FutureAcademy.org .UK
Yılmaz Güney’in Yaşam Öyküsü ve Sinema Sanatına Genel Bir Bakış
(2019) Hayır, Celal
Yılmaz Güney, Türkiye sanat tarihine çok yönlü bir sanatçı (sinemacı) olarak damgasını vurmuş bir kişidir. Aktör, senarist, yönetmen ve yapımcı kişiliğinin yanı sıra, roman, öykü yazarı olarak da çok başarılara imza atmıştır. Çok yönlü aydın bir sanatçı kişiliği ve sorumluluğu ile sosyal-siyasal çalkantılar, bölünmüşlükler, toplumsal huzursuzluk ve ekonomik sıkıntıların hüküm sürdüğü bir Türkiye’de, gerek sanatsal eserleri ile gerekse sinemasal yapıtlarında sorunlara karşı duyarlı bir yaklaşım sergilemiştir. Türkiye toplumunun feodal çelişkilerini, ağı koşullar altında yaşayışını abartıya ve slogancılığa kaçmadan sinemasal toplumsal gerçekçi bir dille aktarma uğraşısına girmiştir. 1960’larda, Yeşilçam’ın yıldız oyuncu sistemi kastını kırarak kendi bireysel çabasıyla tırmanışa geçen Yılmaz Güney, Türkiye halkının gönlünde “Çirkin Kral”lık mertebesine kadar yükselerek efsaneleşmeyi başarmış ve oyunculukla ilgili alışılmış kalıpları yıkarak alternatif kimliğiyle kendisinden sonra bir çok oyuncuyu da etkilemiştir. Özellikle 1970’lerde hem yönetmen hem senaryocu ve hem de yapımcı olarak gerçekleştirdiği eserlerle Yeşilçam’a yön verdiği gibi, Yeşilçam sineması içinde alternatif- muhalif- yeni bir sinemanın oluşmasına önayak olmuştur. Yılmaz Güney sinemasını anlamak ve hakkında doğru tespitler yapabilmek için onun sinema serüvenini yasam öyküsüyle birlikte ele almakta fayda var.
Gürün (Sivas)-Tohma Çayı Vadisinde Yetişen Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Peyzaj Mimarlığında Kullanım Olanaklarının Belirlenmesi
(2019) Bozkurt, Selvinaz Gülçin
Türkiye tıbbi ve aromatik bitkiler açısından zengin bir ülkedir. Bu zenginliğin nedeni; üç fitocoğrafik bölgenin kesiştiği bir bölgede bulunması, pek çok cins ve seksiyonun orijin merkezinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğal florada bulunan bitkilerden halk arasında tedavi amaçlı, gıda, çay, baharat, boya ve kozmetik sanayi gibi birçok alanda faydalanılmaktadır. Ancak bu bitkilerin birçoğu halen çok fazla bilinmemekte ve kullanılmamaktadır. Bu nedenle çalışmada, Sivas’ın Gürün ilçesinde yetişen ve birçoğu henüz bilinmeyen bazı tıbbi ve aromatik bitkilerin tespit edilmesi ve peyzaj mimarlığında kullanım şekillerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada toplam 134 tıbbi bitki, peyzaj mimarlığında kullanım özelliklerine göre dokuz nitelik (ilaç ve kozmetik, gösterişli çiçek, gösterişli yaprak, gösterişli meyve, güzel koku, soliter kullanım, çiçek parterinde kullanım, canlı çit, budanma özelliğine sahip olma) üzerinden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak bitkilendirme tasarımında kullanılabilecek altı ve üzeri özelliğe sahip 22 bitki olduğu belirlenmiştir ve bu bitkilerin peyzaj mimarlığında kullanımları ile ilgili öneriler geliştirilmiştir.
Antakya’nın Geleneksel Evlerinin Avlu Özellikleri Üzerine Bir İnceleme
(2019) Bozkurt, Selvinaz Gülçin
Yapıların orta kısmında yer alan, üstü açık ya da kapalı olabilen geniş bahçe açıklıklarına avlu denilmektedir. Türk mimarisinde avlular dışarıya kapalı, gökyüzüne açık mekanlar olup sosyal ve kültürel hayatın en önemli parçalarından biridir. Araştırmamıza konu olan ve çoğu 18. ve 19. yy’a ait olan Antakya’nın avlulu evleri de Antakya’nın sosyokültürel hayatını yansıtan en önemli mekanlar olma özelliğindedir. Ancak bu özellikteki evlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında, bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. Son yıllara kadar özgün niteliklerini büyük ölçüde koruyan bu evler, nüfus artışı ve çarpık kentleşmenin etkisiyle ya terk edilmiş ya da büyük oranda yapısal değişikliklere maruz kalmışlardır. Yeni gelişmelerin geçmişi yok ederek, sağlıksız ve kimliksiz bir şekilde gelişiyor olması alan için büyük bir sorun teşkil etmektedir. Antakya’nın kültürel birikiminin çağdaş yöntemlerle doğru araştırılması ve tespit edilmesi, çözülmesi gereken sorunların başında gelmektedir. Bu nedenle bu çalışma kapsamında, Antakya’nın geleneksel evleri ve avlu yapıları incelenmiş, avlunun bölge halkı için iklim ve sosyokültürel açıdan en akılcı çözümler sunan mekanlar olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak bu çalışmada avlulu evlerin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, güncel kullanımda değerlendirilmesi ve günümüzde bu niteliklere sahip avlulu evlerin oluşturulmasının gerekliliği vurgulanmıştır.
Toc-Thinking Process Approach for Problem Solving in Trademark Registration Process
(Future Acad, 2019) Birgun, Semra; Erol, Serpil; Alpar, A. Arzu Ceylan; Endüstri Mühendisliği Bölümü
Industry 4.0 has caused many changes in commerce as well as in industry. Institutions should therefore revise their strategies and make strategic decisions that will adapt to today's digital world. In the current physical or digital business competition environment, firms want to make their products more attractive by branding and delivering them to large masses. A brand is a feature that separates the product or company from the others and is an advantage both the produces and the consumer. Firms have a wider market share by ensuring the transportation and awareness of its products, and while ensuring its sustainability, consumers can gain prestige, protect their rights, and so on. The trademark must be registered in order to be valid. However, when the application was made in Turkey rejection rate of the brand has increased steadily. This situation causes great waste for the applicant and the applicant institution. In this paper, a study has been conducted with the aim of revealing how problems should be resolved by investigating the causes of rejection of applications and thus increasing the acceptance rate. In this study, Thinking Processes application was made within the framework of the Theory of Constraints approach, which aims to achieve continuous improvement by removing constraints. Thus, it is foreseen that there will be a guide on the possible mistakes of the firm managers who will make a trademark application and how these problems can be resolved. (C) 2019 Published by Future Academy www.FutureAcademy.org .UK
Citation - Scopus: 3
Fpga Based Dco-Ofdm Phy Transceiver for Vlc Systems
(Institute of Electrical and Electronics Engineers Inc., 2019) Levent, V.E.; Uysal, M.; Saglam, G.; Ugurdag, H.F.; Fajar Rizqi Annafianto, N.; Aydin, F.; Kebapci, B.; Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Satisfying the demand for high bandwidth and low latency in Visible Light Communication (VLC) systems is a difficult challenge. VLC channels exhibit frequency-selectiveness at peak-speeds. This phenomenon generates a serious inter-symbol interference effect. A physical layer (PHY) design that can carry out physical layer communication tasks to overcome all these strains is required. In this study, an FPGA based PHY design that implements DCO-OFDM algorithm is described for VLC systems. A demo was performed with the developed PHY design using an LED transmitter and a photodetector receiver. © 2019 Chamber of Turkish Electrical Engineers.
Citation - WoS: 4
Citation - Scopus: 6
A Systematic Approach for Improving the Software Management Process
(World Scientific Publ Co Pte Ltd, 2019) Birgun, Semra; Cerkezoglu, Burcu Tanrikut; Endüstri Mühendisliği Bölümü
Information technology is an indispensable element in applications in today's industrial era. In addition to modern management approaches, software just as well as hardware is of great importance to ensure competitive advantage if the company needs to keep pace with industrial requirements. Information sector can be seen as a competition opportunity for emerging countries. To be able to exploit this opportunity, companies need to be agile and innovative. In this paper, we suggest a process innovation which is intended to be a new model for designing an efficient and effective software process. The model was applied at a software company, and the results of this study are reported here. Lean and agile approaches were used, and as a result, the firm achieved significant improvements in cost, time, labor force, quality, internal and external customer satisfaction, speed, reliability and productivity.
Sürdürülebilir Ulaşım Planlaması Bağlamında Bisiklet Yolu Güzergâhı Belirleme Çalışması: Kırklareli Örneği
(2019) Cengiz, Hüseyin; Kuru, Azem
Alanda artan nüfus kentlerin mekânsal olarak genişlemesine ve dikeyde yükselmesine sebep olmuştur. Kısıtlı doğal kaynakların sürdürülebilirliği, kentsel alanlarda yaşanabilirlik düzeyinin arttırılması, kentsel sorunların ortaya çıkmadan önlenmesi ancak bu kentsel gelişmenin yönlendirilmesiyle mümkün olabilecektir. Artan nüfusa bağlı olarak artan insan, mal ve hizmet hareketliliği, paralelinde artan araç sahipliliği kent içi ulaşımda çeşitli sorunlara neden olmuştur. Kent içinde yapılan seyahatlerin ulaşım türlerine oransal dağılımı dünya akademik literatüründe yaşanabilirlik kavramının ölçüm kıstasları içinde değerlendirilmektedir. Yaya hareketinin ve bisiklet kullanımın yoğunluğu, bisikletin kent içi ulaşımda araç olarak kullanım oranı kentsel erişilebilirliği ve hareketliliği arttıran, çevreye duyarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir ulaşım olarak tanımlanmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde kentsel yaşanabilirlik ve sürdürülebilirlik kavramları tanımlanmış ve sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent üretebilmek için ulaşım politikalarının önemine değinilmiştir. İkinci aşamada ise örnek alan olarak seçilen Kırklareli kentine ilişkin çeşitli analizler üretilmiştir. Çalışmanın son aşamasında analizler sonucunda elde edilen bulgular yardımıyla bisiklet yolu güzergâhı belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı orta ve küçük ölçekli kentlerde yaşanabilir kentler kavramı çerçevesinde bisikletli ulaşım planlamasının nasıl olması gerektiğini Kırklareli merkez ilçe örneğinde irdeleyerek sonuçlar ortaya koymaktır.
Gebelikte Beslenmenin Kordon Kanı Yağ Asidi Düzeylerine Etkisi
(2019) Garipağaoğlu, Muazzez; Büyükuşlu, Nihal; Bilgi, Zeynep Zehra; İlktaç, Havvanur Yoldaş; Beslenme ve Diyetetik Bölümü
Amaç: Bu çalışmada gebelikte beslenmenin kordon kanı yağ asidi düzeylerine etkisini incelemekamaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Son trimesterin başındaki toplam 33 gebenin antropometrik ve demografik verileri, ölçümler ve önceden hazırlanmış bir anket formu yoluyla toplanmıştır. Gebelerin 24saatlik besin tüketimleri kaydedilmiştir. Kordon kanlarının yağ asidi içeriği, gaz kromatografisiyöntemiyle tespit edilmiştir. Günlük beslenme ile alınan toplam yağ ve yağ asitleri, BEBİS programıyla belirlenmiş, kordon kanı yağ asidi yüzdeleriyle karşılaştırılmıştır.Bulgular: Ortalama katılımcı yaşı 32,82±3,9 yıldı. Ortalama beden kitle indeksi gebelik başındave sonunda sırasıyla 23,1±2,7 kg/m2, 28,5±3,7 kg/m2 idi. Gebelik boyunca kazanılan ortalamaağırlık 14,9±6,8 kg olarak belirlendi. Günlük enerji alımı ortalaması 1894,3±590,6 kkal olup bununkarbonhidrat, protein ve yağdan sağlanma oranları sırasıyla %40,7, %15,5 ve %43,8 idi. Günlükbeslenmedeki ve kordon kanındaki doymuş, tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitlerininoranları sırasıyla %39,7–47,5, %38,6–20,8 ve %21,7–32 olarak saptandı. Kadınların doymuş yağasitlerini önerilerin üstünde, tekli ve çoklu doymamış yağ asitlerini ise önerilen miktarda aldıklarıgözlendi.Tartışma ve Sonuç: Beslenmeyle alınan protein miktarının, kordon kanı doymuş yağ asitleriyleilişkili olduğu görülmüştür. Doymuş yağ ve protein içeriği yüksek beslenme alışkanlıklarının, kordon kanı doymuş yağ asidi düzeylerini artırdığı gözlemlenmiştir. Gebelikte anne sağlığı ve normal fetal gelişim için yeterli ve dengeli beslenmenin şart olduğu ve bu konuda ileri çalışmalaraihtiyaç olduğu sonucuna varılmıştır.
Citation - WoS: 5
Citation - Scopus: 5
Skeletal Muscle Fatigue Does Not Affect Shooting Accuracy of Handball Players
(Ios Press, 2019) Akyuz, Beyza; Avsar, Pinar Arpinar; Bilge, Murat; Deliceoglu, Gokhan; Korkusuz, Feza; Antrenörlük Eğitimi Bölümü
BACKGROUND: Shooting accuracy and ball speed are important factors relating to scoring in handball that could be affected by skeletal muscle fatigue. OBJECTIVE: To explore the effects of muscle fatigue on male handball players' shooting accuracy and ball speed. METHODS: Sixteen elite handball players (M-age = 17.1 +/- 1.7 years) participated in the laboratory and the field-testing sessions. Running speeds equal to 75% of participants' maximal oxygen uptake (VO2max) values from laboratory tests were used as the initial velocity for the 30-15 intermittent fitness test (30-15(IFT)) in the fatigue protocol. Participants shot to the target at random visual signals placed behind the target before and after fatigue. In order to measure wrist acceleration and ball speed, an accelerometer and a radar gun are used respectively and numbers of accurate and inaccurate shots also recorded. RESULTS: There were no significant differences between pre-fatigue and post-fatigue protocols in terms of accurate and inaccurate shots, and ball speed. Only wrist acceleration in the Y axis (M-pre(-fatigue) = 33.12, SD = 1.17msec; M-post - fatigue = 34.50, SD = 1.21msec) was affected by the fatigue protocol in inaccurate shots (p = 0.042). CONCLUSIONS: Muscular fatigue does not affect shooting accuracy and ball speed in male handball players.
Citation - WoS: 1
Citation - Scopus: 1
Design and Development of a New Tactile Stimulator
(Ieee, 2019) Kazma, Coskun; Levent, Vecdi Emre; Aydin, Nizamettin; Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
We have designed and implement a tactile stimulator to obtain information from the central nervous system. Our system consists of two main components. The first one is tactile stimulator, which was designed to stimulate index and middle finger tips, stimulating mechanoreceptors according to the test protocol. Second one is a personal computer running a desktop software for the implementation of test protocols. The flow is as follows; the subjects are asked the question of the test protocol through the personal computer. The parameters are then transmitted to the embedded board on the machine. The embedded board drives step motors to apply the relevant test parameters. The desktop software expects the individual to answer the question using the right or the left mouse button of the computer mouse. After answering the relevant question, the test proceeds to the next step. According to the test protocol, the stimulation process of the mechanoreceptors located at the index and middle finger tips must start and terminate at the same time. From this perspective, the embedded board with 3 18F46K22 PIC microcontrollers produces 2 square wave signals with different frequencies and amplitudes at the same time. The embedded system card developed with the PIC microcontroller is also developed with FPGA. The system has also been tested on 24 blue and white collar employees and a significant result has been obtained.

Browse

Browsing Fenerbahçe Üniversitesi by Issue Date