TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14627/9
Browse
Recent Submissions
Article Citation Count: 0Sporda Ebeveyn Katılımı Envanterinin Türkçe Versiyonunun Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(2024) Elmas, Aydan Gözmen; İbanoglu, Ece; Özgör, Nükte; Aşçı, F. HülyaBu çalışmanın amacı, Teques ve diğerleri, (2015, 2016) tarafından geliştirilen Sporda Ebeveyn Katılımı Envanterinin Türkçe formunun sporcularda ve ebeveynlerde geçerliliğini ve güvenirliğini test etmektir. Çalışmaya 90 kız (x̄yaş 12,73±2,02), 105 erkek (x̄yaş =13,49 ±2,29) toplam 195 sporcu (x̄yaş=13,14±2,20) ve bu sporcuların 140’ı anne (x̄yaş =43,84±5,72) ve 141’i baba (x̄yaş =46,66±5,37) olmak üzere toplam 281 (x̄yaş =45,25±5,71) ebeveyn katılmıştır. Sporda Ebeveyn Katılımı Envanteri sporcu ve ebeveyn algısını içeren dört farklı formdan oluşmaktadır. Formların yapı geçerliği için Doğrulayıcı Faktör Analizi, yakınsak ve ıraksak geçerliği için AVE, MSV, ASV ve güvenirliğini sınamak için ise Cronbach Alfa ve CR katsayısı kullanılmıştır. DFA sonuçlarına göre; Form 1’de üç madde (madde 8,26,36), Form 2’de bir madde (madde 5) düşük yük vermesinden, Form 2 ve Form 3’te ise madde 14 ilgili alt boyuta yük vermemesinden ötürü modelden çıkarılmıştır. İlgili maddeler modelden çıkarıldığında yapıların iyi uyum indeks değerlerine sahip olduğu görülmüştür. Öte yandan DFA sonuçları, Form 4’ün uyum indekslerinin düşüklüğü nedeniyle Türkçe formunun geçerli ve güvenilir olmadığını göstermiştir. Yakınsak ve ıraksak geçerlik için yapılan analizlere göre Sporda Ebeveyn Katılımı Ölçeğinin üç formunun alt boyutlarına ait AVE, CR, MSV ve ASV ve güvenirlik için Cronbach alfa katsayıları da kabul edilebilir sınırlar içindedir. Elde edilen bulgular, Sporda Ebeveyn Katılımı Envanterini oluşturan Türkçe formlarının (Form 1,2,3) spor ortamında ebeveyn katılımının algılanmasının sporcu ve ebeveyn perspektifinden değerlendirilmesi için geçerlik ve güvenirlik koşullarını sağladığı ortaya koymaktadır.Article Citation Count: 0Üriner İnkontinans Semptomlarının Multipl Sklerozlu Bireylerde Günlük Yaşam Aktiviteleri ile İlişkisinin Araştırılması(2024) Tosun, Anıl Tekeoğlu; Eryıldız, Ezgi; Eryıldız, Ezgi; Aklar, Ayça; Coşkunsu, Dilber Karagözoğlu; Yılmaz, Nergis; Yılmaz, NergisAmaç: Üriner inkontinans (Üİ), Multipl Skleroz (MS) hastalarında yaygın görülen ve günlük aktiviteleri olumsuz etkileyen bir semptomdur. Bu çalışmada MS tanılı bireylerde Üİ şikayetleri ile günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirme becerisi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Araçlar ve Yöntem: Çalışmaya MS tanılı ve Üİ’ye sahip, yaş ortalaması 42.06±1.42 olan 45 katılımcı dahil edildi. Katılımcı verileri çevrimiçi bir platform olan Google Forms aracılığıyla toplandı. Uluslararası İdrar Kaçırma Konsültasyon Sorgulaması-Kısa Form (ICIQ-SF) Üİ şikayetlerini, İnkontinans Etki Sorgulaması (IIQ-7) anketi ise günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki etkiyi değerlendirmek için kullanıldı. ICIQ-SF ile IIQ-7 fiziksel aktivite, sosyal aktivite, sosyal ilişkiler ve duygusal sağlık alt skorları ve total skoru arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için Spearman korelasyon analizi yapıldı. Bulgular: Katılımcıların %26.7'si günde 8 kereden fazla idrara çıkmaktaydı. Mesane günlüğü hakkında bilgi sahibi olmayan bireylerin oranı %75.6 ve işemeye başlamakta zorluk çekenlerin oranı ise %44.4'tü. ICIQ-SF ile IIQ-7 fiziksel aktivite ve sosyal aktivite alt boyutları ile total skoru arasında güçlü ilişki bulurken (sırasıyla rho=0.64, p<0.001; rho=0.53, p<0.001; rho=0.56, p<0.001), sosyal ilişkiler ve duygusal sağlık alt boyutları arasında orta derecede ilişki bulundu (sırasıyla rho=0.45, p=0.002; rho=0.38, p=0.009). Sonuç: Üİ semptomlarının MS'li bireylerin günlük aktiviteleri üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında, Üİ için kapsamlı bir değerlendirme yapılarak MS’lilerin, Üİ’nin şiddetine, tipine ve sıklığına göre uyarlanmış bir rehabilitasyon programına dahil edilmesi önemlidir.Article Citation Count: 0Ukrayna Savaşı’nda Büyük ve Bölgesel Güçlerin Mücadelesi: Rusya’nin Perspektifi(2024) Uyar, Can; Uyar, Merve Hazer YiğitBu çalışma Şubat 2022’de başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı’nı Rusya perspektifinden değerlendirmektedir. Çalışmada Rusya’nın neden Ukrayna’ya savaş ilan ettiği Rusya’nın politikaları, resmî belgeleri ve resmi düzeyde söylemleri ele alınarak incelenmiştir. Soğuk Savaş’ın bitmesine rağmen askerî bir yapı olan NATO’nun ve ekonomik-siyasi yapı olarak AB’nin Doğu Avrupa genişlemesi Rusya’da Yeltsin döneminden beri yakından izlenmektedir. Putin döneminde ise bunun bir tehdit olduğu resmî belgelere yansımıştır. Bu noktada bu savaşın sadece Rusya’nın değil Batı’nın politikaları etkisiyle de ortaya çıktığı çıkarımı yapılmıştır. Ukrayna – Rusya Savaşı’nın küresel çapta etkileri mevcuttur, bu nedenle de Ukrayna’nın büyük ve bölgesel güçlerin bir mücadele alanı hâline geldiği kanısına varılmıştır. Ukrayna’nın büyük güçler arası bir mücadelenin yansıması olan bir savaşa konu olduğu da araştırmanın bir diğer bulgusudur. Araştırma sonucunda Rusya’nın özellikle NATO’nun genişlemesiyle Batı’dan gelen bir tehdit algısı, ABD ile olan mücadelesi, eski Sovyet bölgesindeki nüfuzu koruma çabası nedenleriyle Ukrayna’ya savaş ilan ettiği görülmüştür.Article Citation Count: 0Determination of the Factors Affecting the Health and Social Lives of Individuals With Type I Diabetes During the Covid-19 Pandemic Process: a Qualitative Study(2024) Eroğlu, Nermin; Kolac, NurcanAim: This study was carried out to determine the factors affecting the health and social lives of individuals with Type I diabetes. Materials and Methods: The sample of the study consisted of 14 individuals with Type I diabetes living in Istanbul province. The quantitative data of the study were collected using a personal information form, and the qualitative data were collected through two open-ended questions. Results: Content analysis was used to evaluate qualitative data. The mean age of the individuals with Type I diabetes was 36.1% (n=14) years. As a result of the content analysis, two main themes and eight sub-themes were determined. Accordingly, the themes were negative emotions towards the illness and fear of being unable to maintain health during the pandemic process. Conclusion: In this study, individuals with Type I diabetes were found to have negative thoughts and to experience anxiety and fear about their health due to the COVID-19 pandemic. During the pandemic process, they were particularly affected by the inability to exercise enough and the deprivation of social life. In line with these results, the study revealed that the mental and physical needs of individuals with Type I diabetes, which is a disadvantaged group during the pandemic process. In these cases, it is recommended to develop teams that will provide support for remote chronic disease monitoring of individuals with type 1 diabetes, to train health professionals, to provide multidisciplinary support to individuals by investing in these issues, and to create emergency action plans that include all elements.Article Citation Count: 0Geleneksel Yaşta Olan ve Olmayan Psikoloji Öğrencilerinin Eğitime, Sosyal İlişkilere ve Kariyere İlişkin Görüşleri(2024) Özkılıçcı, Gökçe; Özdemir, Petek Akman; Köroğlu, RukiyeBu çalışmanın amacı psikoloji lisans öğrencilerinin bölüm ve kariyer tercihleri, üniversitedeki sosyal ilişkileri, akademik güdülenmeleri ve öğrenme süreçlerinin incelenmesidir. Fenomenolojik desenin kullanıldığı bu araştırmada 11'i geleneksel ve 11'i geleneksel olmayan psikoloji öğrencisi ile yarı-yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Tematik analizler sonucunda elde edilen bulgular, katılımcıların psikoloji eğitimi kararını almalarında en fazla kişisel ilgi/merak duygusunun etkili olduğunu ve akademik güdülenmelerinin yüksek olduğunu, arkadaş tercihlerinde benzer özelliklerin önemli rol oynadığını; çoğunluğunun eğitim yaşamlarında sorun yaşamadıklarını ve kariyerleri ile ilgili planlamaları olduğunu göstermiştir. Geleneksel yaşta olmayan katılımcıların geleneksel yaştaki katılımcılara göre daha düzenli ve disiplinli çalıştıkları; daha fazla aile yaşamı ile eğitsel sorumlulukları arasında denge kurmak için çabaladıkları ve bilgi edinmeyi psikoloji eğitiminin olumlu yönü olarak algıladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçlarının psikoloji alanında çalışan uzmanlara, akademisyenlere, kariyer danışmanlarına ve ileride psikoloji eğitimi almak isteyenlere katkı sunması beklenmektedir.Article Citation Count: 0Adolesan Sporcularda Olumlu Beden İmgesi ile Mükemmeliyetçilik İlişkisinde Öz Şefkatin Aracılık Rolünün Spor Türüne Göre İncelenmesi(2024) Güngören, Fatma Eda; Aşçı, F. HülyaBu çalışmanın amacı adolesan sporcularda olumlu beden imgesi ile mükemmeliyetçilik ilişkisinde öz şefkatin aracılık rolünün spor türüne göre incelenmesidir. Çalışmaya İstanbul ilindeki kulüplerde bireysel ve takım sporlarıyla uğraşan, en az 2 yıl spor deneyimi olan 381 (x̄yaş=15,95± 1,05) kız sporcu katılmıştır. Çalışmaya katılan sporculara Kişisel Bilgi Formu, Beden Değeri Ölçeği-2; Öz Şefkat Ölçeği-Kısa Formu ve Spora Özgü Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği uygulanmıştır. Verilerin analizi Process Macro eklentisi aracılığıyla IBM SPSS kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada aracılık ilişkisini incelemek amacıyla oluşturulan modelleme ‘Koşullu Süreç Modeli’ kullanılarak incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, mükemmeliyetçiliğin kişisel standartlar (B=-0,16; p<0,00), hatalarla aşırı ilgilenme (B=-0,33; p<0,05), algılanan ebeveyn baskısı (B=-0,13; p<0,05) ve algılanan koç baskısı (B=-0,20; p<0,05) alt boyutları ile öz şefkat arasında negatif ilişki vardır. Mükemmeliyetçiliğin kişisel standartlar (B= 0,38; p<0,05) alt boyutu olumlu beden imgesi ile pozitif ilişkiliyken, hatalarla aşırı ilgilenme (B=0,04; p>0,05), algılanan ebeveyn baskısı (B=0,14; p> 0,05), ve algılanan koç baskısı (B=0,01; p> 0,05), olumlu beden imgesi arasındaki ilişki anlamlı bulunmamıştır ve tüm bu ilişkilerde spor türü düzenleyici role sahip değildir. Ayrıca, bulgular öz şefkatin; kişisel standartlar, hatalarla aşırı ilgilenme, algılanan ebeveyn baskısı ve algılanan koç baskısı ile olumlu beden imgesi arasındaki ilişkiye aracılık ettiğini, bu aracılık etkisinde spor türünün düzenleyici rolü olmadığını göstermiştir. Sonuç olarak, adolesan sporcuların mükemmeliyetçilik düzeyleri öz şefkatten etkilenerek onların, olumlu beden imgesi düzeylerini etkilemektedir ve bu etkiler sporcuların bireysel veya takım sporu ile uğraşmalarına göre değişmemektedir.Article Citation Count: 0Türkiye’deki Kadın Cinayetleri İçin Sosyal Medyada Adalet Arayışı(2024) Özdemir, Özlem; Sarıoğlu, Elif BaşakSosyal medya platformları, sanal \"kalabalıkları\" harekete geçirerek hak savunuculuğu ve adalet arayışında güçlü araçlar haline gelmiştir. Adalet sistemine olan güvenin düşük olduğu Türkiye'de sosyal medya, adalet arayışında alternatif bir yol olarak ortaya çıkmıştır. Kadına yönelik şiddet olaylarına tepki olarak sıklıkla başvurulan sosyal medya aktivizmi, çeşitli iletişim ve hukuki boyutları kapsamaktadır. Bu makale, Türkiye'de kadın cinayetleriyle mücadelede sosyal medyanın nasıl kullanıldığını araştırmayı amaçlamaktadır. Sosyal medya aracılığıyla adalet arayışının gerçekten mahkeme kararlarını etkileyip etkilemediği, kullanıcıların sosyal medya aktivizmi sırasında demokratik ilkelere ve ifade özgürlüğüne bağlı kalıp kalmadığı, pozitif ve negatif etkileri nelerdir? Ayrıca, sosyal medyanın kullanımından kaynaklanan hukuki zorluklar nelerdir? Çalışmada bu sorular incelenmektedir. Kadınlara yönelik şiddet failinin serbest bırakılması, uzayan hukuki süreçler veya sanıkların hafif cezalarla yararlanması gibi durumlar kamu vicdanını derinden rahatsız etmekte, adalet sistemine olan güveni erozyona uğratmakta ve sosyal medya aktivizmini, hızla kitleler arasında yayılmaktadır. Konunun hukuki yönlerini incelemek için on beş avukatla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bulgular, kadın cinayetlerinde adalet arayan sosyal medya gönderilerinin geniş kitleler üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışma, sosyal medyanın adaletin ilerlemesini hızlandıran bir toplumsal baskı mekanizması olarak hizmet ettiğini ve adalet arayışında kritik bir rol oynadığını göstermektedir. Yine de, sosyal medya aktivizmi ile ilişkili potansiyel hukuki riskleri de vurgulamaktadır.Article Citation Count: 0Hemşirelerde İşten Ayrılma Niyeti ile Zorunlu Vatandaşlık Davranışı Arasındaki İlişki*(2024) Selçuk, Deniz; Seren, Arzu Kader HarmancıAmaç: Bu araştırmada, İstanbul’daki bir eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan hemşireler örnekleminde işten ayrılma niyeti ile zorunlu vatandaşlık davranışı arasında ilişki olup olmadığını incelemek amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı bu araştırmanın verileri, İstanbul’da bulunan bir eğitim ve araştırma hastanesinde görev yapmakta olan 191 hemşirenin katılımı ile Aralık 2016 – Şubat 2017 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplamada, kişisel bilgileri öğrenmeyi amaçlayan bir soru formunu, “İşten Ayrılma Niyeti Ölçeği”ni ve “Zorunlu Vatandaşlık Davranışı Ölçeği”ni içeren bir anket kullanılmıştır. Veriler, bilgisayar ortamında analiz edilmiştir. Tanımlayıcı istatistikler, parametrik ve parametrik olmayan karşılaştırma testleri ve Pearson korelasyon analizi yapılmıştır. Bulgular: Hemşirelerin “İşten Ayrılma Niyeti Ölçeği” ile “Zorunlu Vatandaşlık Davranışı Ölçeği” puan ortalamaları sırasıyla 2,90 (SS=1,11) ve 3,42 (SS=0,90) olarak bulunmuştur. İşten ayrılma niyetiyle zorunlu vatandaşlık davranışı arasındaki ilişkinin katsayısının r=0,315 olduğu saptanmıştır (p<0,001). Sonuç: Hemşirelerin orta düzeyin altında işten ayrılma niyetinde oldukları, orta düzeyin üstünde zorunlu vatandaşlık davranışı sergiledikleri, işten ayrılma niyetiyle zorunlu vatandaşlık davranışı arasında da olumlu yönlü, orta güçte ve çok ileri derecede anlamlı doğrusal bir ilişki olduğu belirlenmiştir.Other Citation Count: 0Aktivist Reklamlara Yönelik Y ve Z Kuşağının Tutumunun Satın Alma Niyetine Etkisi(2024) Ugur, Hülya; Tosun, Nurhan ZeynepTüketicilerin beklenti ve istekleri doğrultusunda markaların toplumsal konuları gündeme getirerek yeniden canlanması ve eşitlik, adalet gibi temel ve varoluşsal konuları içeren reklam mesajları, yeni bir reklam paradigmasının ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Aktivist reklamcılık olarak ifade edilen bu yaklaşım markaların reklam kampanyalarında hedef kitlelerine toplumsal ve sosyal konulara yönelik mesajlar iletmelerini içermektedir. Özellikle toplumsal ve sosyal konularda daha duyarlı olan ve markalardan farklılıklar bekleyen Y ve Z kuşakları için markaların aktivist bir duruş sergilemeleri büyük önem taşımaya başlamıştır. Bu doğrultuda bu çalışma, yeni bir reklamcılık akımına ışık tutan aktivist reklamlara yönelik tutumların satın alma niyeti üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda çalışmada reklama yönelik tutum oluşumu üzerinde önemli bir etkiye sahip olan (a) reklam değeri, (b) güvenilirlik (c) bilgilendiricilik, (d) aldatıcılık, (e) eğlendiricilik ve (f) rahatsız edicilik tutum değişkenlerinin aktivist reklama yönelik tutum ve satın alma niyeti üzerindeki etkisi de irdelenmiştir. Bu bağlamda çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden biri olan anket tekniği kullanılarak 417'si Y kuşağı ve 417'si Z kuşağı olmak üzere 834 birey anket çalışmasıyla değerlendirilmiştir. Y ve Z kuşağı katılımcıları bağlamında aktivist reklamlara yönelik tutumların satın alma niyeti üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde, regresyon analizinin bağımlı değişken (satın alma niyeti) ile bağımsız değişken (reklama yönelik tutum) arasındaki etkileşimi anlamlı bir şekilde ortaya konmuştur. Ayrıca reklama yönelik tutum oluşumunda önemli rol oynayan tutum değişkenleri boyutlarının aktivist reklama yönelik tutum ve satın alma niyeti üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde, bağımlı değişkenler (tutum, satın alma niyeti) ile bağımsız değişkenler (reklam değeri, bilgilendiricilik, aldatıcılık, eğlendirici ve rahatsız edici, güvenilirlik) arasındaki etkileşimi açıklayan regresyon analizinin de anlamlı sonuçlar verdiği görülmektedir.Article Citation Count: 0Avrupa’da Dijital Etik, İnsan Hakları Bağlamında Yapay Zekâ ve Algoritmik Ayrımcılık(2024) Köseoğlu, Nihan Akıncılar; Çetin, BelginMakale, Yapay Zekâ (YZ) kaynaklı insan hakları ihlallerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. YZ kullanımının etik çerçeve içinde gerçekleşmediği durumlarda insan hakları ihlallerinin ortaya çıktığını/çıkacağını iddia eden bu makale, önce YZ etiği ve dijital etik kavramlarının üzerinde durmaktadır. Makalenin kapsamı gereği, YZ etiğini meydana getiren Avrupa’da YZ ve insan hakları konulu yasal düzenlemeler temel alınmakta; ayrıca hakime/avukata ve bireylere yardımcı olan YZ uygulamalarından kısaca bahsedilerek, Avrupa’daki robot hakim uygulamalarına odaklanılmaktadır. Dolayısıyla makalenin sınırlılığı kapsamında, dijital etik ve YZ etiğinden bahsedildikten sonra, insan hakları bağlamında yapay zekâ kullanımı, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, OECD ve Avrupa Konseyi’nin hazırladığı yasal düzenlemeler, yapay zekâdan kaynaklanan insan hakları ihlalleri, yapay zekâ uygulamalarının ayrımcılık yasağı üzerindeki etkileri ve yeni bir ayrımcılık türü olarak algoritmik ayrımcılık konularına değinilmektedir. Türkiye’deki akademik çalışmalara bakıldığında, algoritmik ayrımcılık konulu henüz yeterli çalışma bulunmadığından, makalenin sunacağı akademik katkı yenilikçi olacaktır. Bu konuda -özellikle son birkaç yılda azımsanmayacak sayıda- Türkçe yayınlanmış diğer çalışmalar incelendiğinde, sanal mahkemeler, hakime/avukata ya da bireylere yardımcı olan yapay zekâ ve robot hakim yapay zekâ uygulamalarının tüm dünya genelindeki örneklerinin ele alındığı görülmektedir. Bu çalışmanın özgün değeri, YZ kaynaklı insan hakları ihlallerini önlemek için Avrupa’da YZ etiğinin oluşturulma sürecine odaklanmasındadır. Sonuç olarak, Avrupa’da YZ etik kurallarının oluşturulması, yaygınlaştırılması ve uygulanması süreci tamamlanmadıkça YZ kaynaklı insan hakları ihlallerinin devam edeceği kanısına varılmaktadır.Article Citation Count: 0Sporcularda Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin Zihinsel Dayanıklılığı Yordayıcı Rolü(2024) Saraç, Hakan; Aşçı, F. HülyaBu çalışmanın amacı yetişkin sporcularda zihinsel dayanıklılığın belirlenmesinde beş faktör kişilik özelliklerinin rolünü incelemektir. Çalışmada tarama modellerinden olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmaya uygun örneklem yöntemi ile seçilen 124’ü erkek (X̄yaş=22.05±3.87), 66’sı kadın (X̄yaş=22.27±3.82) olmak üzere toplam 190 sporcu katılmıştır. Sporculara “Kişisel Bilgi Formu”, “Sporda Zihinsel Dayanıklılık Envanteri” ve “Beş Faktör Kişilik Ölçeği” uygulanmıştır. Verilerin analizinde çoklu hiyerarşik regresyon analizi kullanılmıştır. Regresyon analiz sonuçları, nevrotiklik kişilik özelliğinin zihinsel dayanıklılığın güven (β=-0.27; p<0.01), devamlılık (β=-0.22; p<0.01) ve kontrol (β=-0.40; p<0.01) alt boyutlarının ve toplam zihinsel dayanıklılığın (β=-0.35; p<0.01) negatif yordayıcısı olduğunu göstermiştir. Ayrıca, dışa dönüklük kişilik özelliğinin güven (β=0.22; p<0.01), kontrol (β=0.19; p<0.05) alt boyutları; deneyime açıklık kişilik özelliğinin toplam zihinsel dayanıklılık (β=0,20; p<0.05) ve güven (β=0.20; p<0.05) alt boyutunun; sorumluluk kişilik özelliğinin ise devamlılık (β=0.40; p<0.01) ve toplam zihinsel dayanıklılığın (β=0.26; p<0.01) pozitif belirleyicisi olduğu da bulunmuştur. Sonuç olarak, sporcuların beş faktör kişilik özelliklerinin zihinsel dayanıklılığın belirlenmesinde rol oynadığı ortaya konulmuştur.Article Citation Count: 0Tekinsiz Vadi Teorisi Bağlamında Yapay Zeka Etkileyicileri(2024) Erdinç, Ece Doğan; Soydaş, Ayda UzunçarşılıPazarlama amaçlarını gerçekleştirmek isteyen markaların, günümüzde yapay zeka ve bilgisayar destekli görüntü oluşturma (Computer Generated Imagery – CGI) teknolojileri aracılığı tasarlanan yapay zeka etkileyicileri (YPE) ile iş birliği içerisine girdikleri görülmektedir. Farklı alanlarda hizmet veren, insana benzerlikleri yüksek olan diğer robotlar gibi sosyal medya platformlarında gerçek bir insanmış gibi davranan YPE’ler de kullanıcılar tarafından itici, korkunç veya tehlikeli olarak algılanabilmektedir. Bu doğrultuda çalışma kapsamında; kendisini Türkiye’nin ilk dijital insanı olarak tanımlayan Alara X kullanıcı isimli YPE’nin, Instagram profilindeki gönderileri ve takipçilerinin gönderilerine yaptıkları yorumlar Mori (1970) tarafından geliştirilen Tekinsiz Vadi teorisi kapsamında içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma sonucunda Alara X’in takipçileri tarafından sevilen, arkadaşlık kurulmak istenen dijital bir karakter olarak görüldüğü sonucuna ulaşılmasının yanı sıra çeşitli markalar ile iş birlikleri yapan bir sosyal aktör olduğu saptanmıştır. Bu doğrultuda çalışmada antropomorfizm seviyeleri yüksek olan cansız nesnelerden biri olarak Alara X’in Tekinsiz Vadi teorisinin sınırlarını aşarak bireyler tarafından kabul gördüğü sonucuna ulaşılmıştır.Article Citation Count: 0Genç Yetişkin Kadınlarda Genital Hijyen Davranışlarının Menstrual Tutum Üzerindeki Etkisinin Yapısal Eşitlik Modellemesi ile İncelenmesi(2024) Dağlar, Özge Şiir; Altıntaş, Eslem; Kaydırak, Meltem MecdiGiriş: Kadınların menstrüasyona yönelik algıları genital hijyen uygulamalarını etkileyebilmektedir. Amaç: Bu çalışmada, genç yetişkin kadınlarda genital hijyen davranışlarının menstrual tutum üzerindeki etkisinin yapısal eşitlik modellemesi ile incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte yapılan araştırma Google form aracılığı ile Mayıs - Temmuz 2022 tarihleri arasında 322 kadın ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında Tanıtıcı Bilgi Formu, Genital Hijyen Davranışları Ölçeği ve Menstrüasyon Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Independent Sample t testi, One-Way ANOVA testi, Pearson korelasyon ve lineer regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan genç kadınların yaş ortalaması 21,82 ± 1,81’dir. Katılımcıların %59’u öğrencidir. Çalışmaya katılan kadınların Genital Hijyen Davranışları Ölçeği puan ortalamaları 71,07 ± 10,48, Menstrüasyon Tutum Ölçeği puan ortalamaları 107,83 ± 10,3 olarak bulunmuştur. Çalışmada genel hijyen alışkanlıkları, menstrual hijyen alışkanlıkları ve genital hijyen davranışları ile olumlu menstrüasyon tutum arasında orta de- recede güçlü ve pozitif yönlü ilişki olduğu belirlenmiştir (p < 0,05). Regresyon analizi sonucunda genital hijyen davranışlarının menstrüasyon tutumu üzerinde pozitif yönlü 0,260 birimlik bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır (p = 0,001; Adjusted R2: 0,154). Sonuç: Genç kadınlarda doğru genital hijyen davranışlarının menstrüasyona karşı olumlu tutumun gelişmesinde etkili olduğu bulunmuştur. Kadınlarda doğru genital hijyen davranışlarının; menarş sonrası menstrüasyona karşı olumlu tutum geliştirilmesini ve genel sağlığın korunmasını olumlu yönde etki edeceği düşünülmektedir.Article Citation Count: 0Kentsel Gelişim Bağlamında Bir Stadyum İncelemesi: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu(2024) Çakır, Hülya SoydaşSpor yapıları kent kültürüne ev sahipliği yapmakta ve bu kültürün yeni nesillere aktarılmasında önemli rol almaktadır. Spor aracılığıyla kent içinde taraftarlık kültürünün yaygınlaştırılması, birlik ve beraberlik duygularının pekiştirilmesi sağlanabilmektedir. Kent kültürü içinde sportif amaçla yola çıkarak belli bir yerleşim yerinin o bölgede faaliyet gösteren spor kulüpleri ile anılması ve hatırlanması yaygın bir durumdur. İstanbul Anadolu Yakasının nüfus, kültürel, sosyal ve coğrafi konum açısından çok önemli bir ilçesi durumundaki Kadıköy için Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu kentin bir parçası olarak geçmişten bugüne önemini korumaktadır. Bu araştırmanın amacı tarihsel süreç içinde kent kültürü içinde yer alan Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu ve çevresinin değişimini ve kentin bir parçası haline dönüşümünü aktarmaktır. Stadın ve Kadıköy’ün kentsel gelişimi farklı tarihi haritalar üzerinden ve farklı yıllara ait bölgenin uydu fotoğrafları üzerinde yapı yoğunluklarının işaretlenmesi ile analiz edilmektedir. Tarihsel süreç içinde yapının oluşumu, günümüze kadar geçirdiği süreçler, kent yaşamındaki ve kültüründeki yeri, ulaşım koşulları, stadyum kullanım günlerinde sosyal yaşam, kentin değişimine ve biçimlenmesine paralel olarak ekonomik sosyal ve toplumsal boyutları farklı perspektiflerle ele alınmakta ve bir değerlendirme yapılmaktadır.Article Citation Count: 0Konuşma Duygu Tanıma Uygulamalarında Hiper Parametre Optimizasyonu ile Derin Öğrenme Metotlarının Geliştirilmesi(2024) Parlak, CevahirBu çalışmada derin öğrenme uygulamalarında oldukça yeni ve önemli bir aşama olan hiper parametre ayarlama metotlarının bir karşılaştırılması verilecektir. Veriseti olarak yeni duygu verisetlerinden NEMO duygusal konuşma veriseti kullanılacak olup, KerasTuner ile CNN, LSTM ve DNN modelleri Rassal arama, Hiperkomite ve Bayesçi optimizasyon metotları kullanılarak karşılaştırılacaktır. Genel olarak makine öğrenmesi ve özellikle de derin öğrenme uygulamalarında başarılı bir model üretebilmek zaman ve hesaplama gücü açısından oldukça pahalı ve zorlu bir işlem olarak araştırmacıların karşısına çıkmaktadır. Hiper parametre optimizasyonunun genel olarak iki temel aşamadan oluştuğu kabul edilebilir. Birinci aşamada öncelikle değişkenlik gösteren parametrelerin alabilecekleri değerlere dayalı bir arama uzayı belirlenir. Bu parametreler öğrenme katsayısı, nöron sayısı, katman sayısı, aktivasyon fonksiyonu ve benzeri değişkenler olabilir. İkinci aşama ise bu parametreleri kullanarak yapay zekâ modellerini oluşturur ve belirlenen bir başarı kriterine göre test eder. Optimizör bu modelleri çalıştırırken işlemi hızlandırmak için değişik algoritmalar kullanabilir. Hiper parametre optimizasyon uygulamaları bu konuda gün geçtikçe daha iyi çözümler sunmakta ve insan faktörünü kademeli olarak aradan çıkarmaktadırlar. Izgara arama mevcut bütün konfigürasyonları bütün kaynakları sonuna kadar tüketerek çalıştırırken, Rasgele arama ise mevcut kümeden tesadüfi olarak seçilen belli konfigürasyonları dener. Rassal arama her ne kadar bütün olası konfigürasyonları denemese bile genellikle Izgara aramaya yakın sonuçlar üretebilmektedir. Ardışık arama, Asenkron Ardışık arama, Populasyon-Tabanlı Eğitim, Hiperkomite ve Bayesçi yaklaşımlarda diğer hiper parametre optimizasyon metotları arasında sayılabilir. Bu çalışmada NEMO konuşma duygu veriseti 4 duygu ile CNN, LSTM ve DNN derin öğrenme sınıflandırıcılarıyla çalıştırılmış ve KerasTuner’in Rassal Arama, Bayesçi Arama ve Hiperkomite Arama metotlarıyla otomatik üretilen metotların performansları karşılaştırılmıştır. Hiper parametre optimizasyon metotlarından Bayesçi Optimizasyon metodunun diğerlerine göre daha iyi ve hızlı sonuçlar ürettiği görülmüştür.Article Citation Count: 0Perspectives of Psychologists Towards the Field of Ergonomics: A Qualitative Study(2024) Mamacı, Merve[No Abstract Available]Article Citation Count: 0Türkiye’nin Doğusundaki ve Batısındaki İki Farklı Üniversitenin Hemşirelik Eğitimine Yönelik Örtük Programlarının Karşılaştırılması(2024) Şimşek, Hülya Elmalı; Aksoy, MeyremeBu çalışmada, Türkiye’nin iki farklı bölgesinde lisans düzeyinde hemşirelik eğitimi veren iki kurumun hemşirelik eğitiminde örtük programlarının belirlenmesi ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki araştırma, 319 hemşirelik öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Veriler Tanıtıcı Bilgi Formu, Hemşirelik Eğitiminde Örtük Program Değerlendirme Ölçeği (HEÖPDÖ) kullanılarak toplanmıştır. Türkiye' nin batısındaki üniversiteye devam eden hemşirelik öğrencilerinin HEÖPDÖ toplam puan ortalaması 163.31±21.69; Türkiye’nin doğusundaki üniversiteye devam eden hemşirelik öğrencilerinin HEÖPDÖ toplam puan ortalaması ise 145.50 ± 25.81 olarak hesaplanmıştır. Türkiye' nin batısındaki üniversiteye devam eden hemşirelik öğrencilerinin HEÖPDÖ toplam puanı, okul atmosferi ve mesleki kazanımlar puanları doğuda üniversiteye devam eden hemşirelik öğrencilerine göre istatistiksel olarak daha yüksek bulunurken, öğrenci-öğretmen-okul etkileşim puanı ise istatistiksel olarak daha düşük bulunmuştur. Çalışmaya katılan öğrencilerin örtük programa yönelik algılarının orta düzeyde olduğu, batıdaki üniversitenin örtük programa yönelik algılarının daha iyi olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda okulların fiziksel koşullarının iyileştirilmesinin örtük programı iyileştirilmesinde önem arz etmektedir.Article Citation Count: 0Antimicrobial Effect of Drinkable Lugol Solution(2024) Tunç, Ayşe Karacalı; Sarıtaş, Büşra Merve; Marzi, Mahdi; Dursun, Feray; Kaya, ŞevinThe death rates due to infection in patients receiving long-term antibiotic treatment and hospitalized patients are quite alarming. Treatment of multidrug-resistant strains of Acinetobacter baumannii, Klebsiella pneumoniae, Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa and Staphylococcus aureus, which cause widespread nosocomial infection, has become a global problem. Alternative treatment methods are needed for these species, which use all their resistance mechanisms day by day. Recently, it has been seen that iodine (lugol) solution has been used in the treatment of many infections. Significant results are observed, especially for nosocomial and wound infections. The literature on the antimicrobial effect of Lugol solution is very limited. In order to scientifically support such treatments, we aimed to investigate the antimicrobial effect of lugol on resistant bacteria in a laboratory environment. In our laboratory, we have previously isolated Acinetobacter baumannii, Shigella sonneii, Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa and Staphylococcus aureus strains with known antibiotic resistance. For these isolates, the agar dilution method prepared with different concentrations of lugol and the Broth Microdilution Method were used. As a result of our study, it was observed that drinkable Lugol solution affects multidrug-resistant microorganisms at very low concentrations. Thus, Lugol's success in infection treatments will be scientifically supported.Article Citation Count: 0Hemşirelik Öğrencilerinin Sanal Kaçış Odası Uygulamasına İlişkin Görüşleri(2024) Satır, Gülsüme; Kaya, Gizem; Beji, Nezihe KızılkayaAmaç: Bu araştırma, öğrencilerin ameliyat sonrası hasta bakımı alanında yapılan sanal kaçış odası uygulamasına ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla gerçekleştirildi. Yöntem: Bu çalışma Şubat 2021-Mayıs 2021 tarihleri arasında İstanbul’da bulunan bir vakıf üniversitesinin Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde cerrahi hastalıklar dersini almış 3. ve 4. sınıf hemşirelik öğrencileri ile tanımlayıcı bir çalışma olarak yapıldı. Veriler Kişisel Bilgi Formu ve Ameliyat Sonrası Hasta Bakımı Formu ile toplandı. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21.74±0.94’dür. Öğrencilerin %51.1’i kadın, %61.8’i 3. sınıf öğrencisidir. Öğrencilerin %100’ünün sanal kaçış oyununu beğendiği, %32.6’sının sanal kaçış oyununu eğlenceli bulup cerrahi dersi konusunda bilgi seviyesi gösterdiğini ifade etmişlerdir. Öğrenciler 5’li likert tipte olan bu formda kararsızım, katılmıyorum ve tamamen katılmıyorum maddelerini seçmemişlerdir. Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar hemşirelik öğrencilerinin sanal kaçış odasına ilişkin görüşlerinin olumlu olduğu bulunmuştur. Ayrıca öğrenciler sanal kaçış odası oyunu sırasında hem öğrendiklerini hem eğlendiklerini ifade etmişlerdir.Article Citation Count: 0Türkiye’de Sürdürülebilir Ekonomiye Geçişte Uygulanabilecek Para ve Kredi Politikaları(2024) Şahin, SinanTürkiye’nin yeşil ekonomiye geçişinin ve Paris İklim Anlaşması kapsamında vermiş olduğu taahhütleri yerine getirme sürecinin hızlandırılması için yapılmasında yarar görülen düzenlemeler ile sürdürülebilir finans çerçevesinde uygulanabilecek alternatif para ve kredi politikası önerileri çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile başta Avrupa Birliği olmak üzere çeşitli ülkelerde hayata geçirilen politika uygulamaları incelenmiş, Türkiye’deki yapısal ve kurumsal kısıtlar da gözetilerek sürdürülebilir bir ekonomi yaratmak için uygulamaya konulabilecek politikalar sıralanmış, politikaların başarıya ulaşabilmesi için süreç denetimi ve etki analizlerinin de düzenli bir şekilde yürütülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.