TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14627/9
Browse
Recent Submissions
Article Moda Sektörü ve Yapay Zekâ Uygulamaları(2024) Kaya, Özlem; Aytaç, Sevinç SerpilYapay zekâ, uzun süredir moda sektörünün farklı aşamalarında kullanılan teknolojilerden biridir. Son dönemlerde özellikle ChatGPT ve Midjourney gibi yeni yapay zekâ araçlarının ortaya çıkmasıyla moda sektörü, bu uygulamaların merkezlerinden biri haline gelmeye başlamıştır. Sektörün yapay zekâ uygulamalarını kullanma noktasındaki tablosu modanın gündeminde olan yapay zekanın belki de modanın bile geleceğini çizecek teknoloji olabileceği konusundaki fikirleri güçlendirmiştir. Yapay zekâ teknolojileri moda sektöründe farklı alanlarda kullanılabilmektedir. Moda tasarımında süreç ve yöntemlerinde fayda sağlayan yapay zekâ teknolojileri, tasarım süreci, talep tahmini, seçim ve iletişim gibi alanlarda daha yoğun olarak kullanılmaktadır. Sektöre sunduğu avantajlar ile son dönemlerin en sık tartışılan konularından biri olan yapay zekâ uygulamaları günümüzün en önemli konularından biri olmayı başarmıştır. Bu bağlamda bu makalede özellikle sektörde kullanılan yapay zekâ uygulamalarına yer verilmiş ve ChatGPT ile örnek model analizleri yapılmıştır. Bu kapsamda çalışma ile yapay zekâ uygulamalarının moda sektöründeki durumunun ortaya konması amaçlanmış ve bazı örnekler sunularak sektöre sunduğu avantajlar üzerinde durulmuştur.Article Pisagor Bulanık Sayılara Dayalı Crıtıc-marcos Yöntemi İle Otonom Forklift Seçimi(2024) Büyükselçuk, Elif ÇaloğluÜretim ve depolama işletmelerinde forkliftler işletmenin verimliliğini arttırmak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle son yıllarda teknolojide yaşanan gelişmeler ve Endüstri 4.0 uygulamaları ile otonom forkliftler modern işletmelerde klasik forkliftlerin yerini almaktadır. Çevre dostu ve 24 saat çalışabilen bu araçlar ile işletme bünyesinde verim artırılırken aynı zamanda insan hatasından kaynaklı kazalar da önlenebilmektedir. Bu çalışma, modern işletmelere otonom forklift belirleme sürecinde destek olmak üzere geliştirilmiştir. Bu araçların seçiminde hangi kriterlerin dikkate alınması gerektiği literatür taraması sonucunda belirlenmiştir. Bu süreçte yaşanabilecek belirsizlik ve sübjektifliğin etkilerini en aza indirebilmek amacıyla Pisagor bulanık sayılardan yararlanarak problem çözülmüştür. CRITIC (Criteria Importance Through Intercriteria Correlation) yöntemi ile kriterlere ait ağırlıklar belirlendikten sonra MARCOS (Measurement of Alternatives and Ranking according to COmpromise Solution) yöntemi kullanılarak alternatifler değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, belirlenen sekiz farklı kriter içerisinden şarj süresi, dönme yarıçapı ve maksimum kaldıracağı yük miktarı en önemli kriter olarak belirlenmiştir. Farklı değerlendirme kriterleri için en iyi alternatif olarak Kuzey Amerika’da üretilen A7 alternatifi belirlenmiştir.Article Elektrikli Kamyon Seçiminde Dairesel Sezgisel Bulanık Kümelere Dayalı Vıkor Yönteminin Uygulanması(2024) Büyükselçuk, Elif ÇaloğluArtan nüfus ve gelişen küresel tüketici davranışları, dünya çapında kapsamlı ticari etkileşimleri teşvik etti. Ancak bu genişleme çevre kirliliğinin artmasına neden oldu. Sonuç olarak ülkeler, özellikle ulaşım ve nakliye faaliyetlerinden kaynaklanan hava kirliliğini azaltmak için önlemler almaya başladı. Bu çabanın bir parçası olarak, fosil yakıt tüketen araçların yerini alan ve hızla yaygınlaşan elektrikli araçlar, uygulanabilir bir çözüm olarak ortaya çıktı. Bu çalışma, ulaşım amacıyla kullanılan elektrikli kamyonların seçim konusundaki ikilemlerini incelemektedir. Karar vericilerin seçim sürecinde dikkate alması gereken kriterleri tanımlar ve piyasada mevcut alternatifleri bu kriterlere göre değerlendirir. Karar verme sürecinin doğasında olan belirsizlik ve öznellikle mücadele etmek için dairesel sezgisel bulanık sayılar kullanıldı. Alternatiflerin değerlendirilmesinde bu sayılara dayalı VIKOR yöntemi tercih edilen yaklaşım olmuştur. Bu araştırma, sürdürülebilir ulaşım alanındaki kritik bir ihtiyacı ele alıyor ve karar vericilere elektrikli kamyonların önceden tanımlanmış kriterlere göre değerlendirilmesi için sistematik bir çerçeve sağlıyor. Dairesel sezgisel bulanık sayılardan ve VIKOR yönteminden yararlanan bu çalışma, elektrikli kamyon seçiminin doğasında bulunan karmaşıklıkların üstesinden gelmek için sağlam bir metodoloji sunuyor ve böylece hava kirliliğini azaltma ve çevresel açıdan sürdürülebilir ulaşım uygulamalarını teşvik etme çabalarını ilerletiyor.Review Citation - Scopus: 1Nurse Employment In Some Countries In The World And In Turkey(Association of Executive Nurses, 2023) Soydaş, K.; Harmancı Seren, A.K.For a well-functioning health system, employing a sufficient number of appropriately qualified nurses is essential. The quantity and quality of nursing care are affected by the physical conditions of the workplace, support services, information systems, administrative practices, training and experience of nurses, care delivery models, and the number of nurses in the unit. Many criteria have been developed considering these different variables. These criteria are used in line with the health policies of each country. The aim of this review is to offer a framework for the employment policies of nurses in the world and Turkey. © 2023 The Authors.Article Citation - Scopus: 2Morphological and Biochemical Investigation of the Protective Effects of Panax Ginseng on Methotrexate-Induced Testicular Damage(Istanbul University Press, 2023) Karakaya-Cimen, F.B.; Macit, C.; Sivas, G.G.; Akbay, T.T.; Sener, G.; Ercan, F.Objective: Methotrexate (MTX) is a chemotherapeutic agent that causes testicular toxicity used in the cure of various types of cancer. The anti-oxidant and anti-cancer effects of Panax ginseng (PxG) have been reported in both experimental and clinical studies. This study aims to examine the healing effect of PxG on testicular damage induced by MTX. Materials and Methods: Sprague Dawley male rats (8-week-olds) were used in the study. A single dose of MTX dissolved in saline (20 mg/kg) was given to MTX and MTX+PxG groups by intraperitoneal injection. PxG dissolved in saline (100 mg/kg) was given by orogastric gavage once a day for 5 days to the MTX+PxG group. Saline was given to the control and MTX groups orally during the experiments. After decapitation, the testis samples were obtained. Seminiferous tubules and basement membrane were evaluated histopathologically. Seminiferous tubule diameter and germinal epithelium thickness were measured. Furthermore, oxidative stress parameters such as malondialdehyde, glutathione, superoxide dismutase, and glutathione-S-transferase were measured. Results: MTX treatment caused seminiferous tubule degeneration with a decrease in Johnsen’s score, the seminiferous tubule’s diameter, and the germinal epithelium’s thickness. Parallel with the histopathological results increased testicular oxidative stress with an increase in malondialdehyde level and a decrease of endogenous anti-oxidant activity with a decrease in glutathione level and glutathione-S-transferase and superoxide dismutase activities. PxG treatment improved these histological and biochemical parameters in MTX-induced testis cytotoxicity. Conclusion: MTX treatment causes testicular damage via the oxidative processes. PxG treatment ameliorates MTX-induced testicular damage by inhibiting oxidative stress. © 2023 Authors. All rights reserved.Article Ukrayna Savaşı’nda Büyük ve Bölgesel Güçlerin Mücadelesi: Rusya’nin Perspektifi(2024) Uyar, Can; Uyar, Merve Hazer YiğitBu çalışma Şubat 2022’de başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı’nı Rusya perspektifinden değerlendirmektedir. Çalışmada Rusya’nın neden Ukrayna’ya savaş ilan ettiği Rusya’nın politikaları, resmî belgeleri ve resmi düzeyde söylemleri ele alınarak incelenmiştir. Soğuk Savaş’ın bitmesine rağmen askerî bir yapı olan NATO’nun ve ekonomik-siyasi yapı olarak AB’nin Doğu Avrupa genişlemesi Rusya’da Yeltsin döneminden beri yakından izlenmektedir. Putin döneminde ise bunun bir tehdit olduğu resmî belgelere yansımıştır. Bu noktada bu savaşın sadece Rusya’nın değil Batı’nın politikaları etkisiyle de ortaya çıktığı çıkarımı yapılmıştır. Ukrayna – Rusya Savaşı’nın küresel çapta etkileri mevcuttur, bu nedenle de Ukrayna’nın büyük ve bölgesel güçlerin bir mücadele alanı hâline geldiği kanısına varılmıştır. Ukrayna’nın büyük güçler arası bir mücadelenin yansıması olan bir savaşa konu olduğu da araştırmanın bir diğer bulgusudur. Araştırma sonucunda Rusya’nın özellikle NATO’nun genişlemesiyle Batı’dan gelen bir tehdit algısı, ABD ile olan mücadelesi, eski Sovyet bölgesindeki nüfuzu koruma çabası nedenleriyle Ukrayna’ya savaş ilan ettiği görülmüştür.Article Sporda Ebeveyn Katılımı Envanterinin Türkçe Versiyonunun Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(2024) Elmas, Aydan Gözmen; İbanoglu, Ece; Özgör, Nükte; Aşçı, F. HülyaBu çalışmanın amacı, Teques ve diğerleri, (2015, 2016) tarafından geliştirilen Sporda Ebeveyn Katılımı Envanterinin Türkçe formunun sporcularda ve ebeveynlerde geçerliliğini ve güvenirliğini test etmektir. Çalışmaya 90 kız (x̄yaş 12,73±2,02), 105 erkek (x̄yaş =13,49 ±2,29) toplam 195 sporcu (x̄yaş=13,14±2,20) ve bu sporcuların 140’ı anne (x̄yaş =43,84±5,72) ve 141’i baba (x̄yaş =46,66±5,37) olmak üzere toplam 281 (x̄yaş =45,25±5,71) ebeveyn katılmıştır. Sporda Ebeveyn Katılımı Envanteri sporcu ve ebeveyn algısını içeren dört farklı formdan oluşmaktadır. Formların yapı geçerliği için Doğrulayıcı Faktör Analizi, yakınsak ve ıraksak geçerliği için AVE, MSV, ASV ve güvenirliğini sınamak için ise Cronbach Alfa ve CR katsayısı kullanılmıştır. DFA sonuçlarına göre; Form 1’de üç madde (madde 8,26,36), Form 2’de bir madde (madde 5) düşük yük vermesinden, Form 2 ve Form 3’te ise madde 14 ilgili alt boyuta yük vermemesinden ötürü modelden çıkarılmıştır. İlgili maddeler modelden çıkarıldığında yapıların iyi uyum indeks değerlerine sahip olduğu görülmüştür. Öte yandan DFA sonuçları, Form 4’ün uyum indekslerinin düşüklüğü nedeniyle Türkçe formunun geçerli ve güvenilir olmadığını göstermiştir. Yakınsak ve ıraksak geçerlik için yapılan analizlere göre Sporda Ebeveyn Katılımı Ölçeğinin üç formunun alt boyutlarına ait AVE, CR, MSV ve ASV ve güvenirlik için Cronbach alfa katsayıları da kabul edilebilir sınırlar içindedir. Elde edilen bulgular, Sporda Ebeveyn Katılımı Envanterini oluşturan Türkçe formlarının (Form 1,2,3) spor ortamında ebeveyn katılımının algılanmasının sporcu ve ebeveyn perspektifinden değerlendirilmesi için geçerlik ve güvenirlik koşullarını sağladığı ortaya koymaktadır.Article Üriner İnkontinans Semptomlarının Multipl Sklerozlu Bireylerde Günlük Yaşam Aktiviteleri ile İlişkisinin Araştırılması(2024) Tosun, Anıl Tekeoğlu; Eryıldız, Ezgi; Eryıldız, Ezgi; Aklar, Ayça; Coşkunsu, Dilber Karagözoğlu; Yılmaz, Nergis; Yılmaz, NergisAmaç: Üriner inkontinans (Üİ), Multipl Skleroz (MS) hastalarında yaygın görülen ve günlük aktiviteleri olumsuz etkileyen bir semptomdur. Bu çalışmada MS tanılı bireylerde Üİ şikayetleri ile günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirme becerisi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Araçlar ve Yöntem: Çalışmaya MS tanılı ve Üİ’ye sahip, yaş ortalaması 42.06±1.42 olan 45 katılımcı dahil edildi. Katılımcı verileri çevrimiçi bir platform olan Google Forms aracılığıyla toplandı. Uluslararası İdrar Kaçırma Konsültasyon Sorgulaması-Kısa Form (ICIQ-SF) Üİ şikayetlerini, İnkontinans Etki Sorgulaması (IIQ-7) anketi ise günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki etkiyi değerlendirmek için kullanıldı. ICIQ-SF ile IIQ-7 fiziksel aktivite, sosyal aktivite, sosyal ilişkiler ve duygusal sağlık alt skorları ve total skoru arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için Spearman korelasyon analizi yapıldı. Bulgular: Katılımcıların %26.7'si günde 8 kereden fazla idrara çıkmaktaydı. Mesane günlüğü hakkında bilgi sahibi olmayan bireylerin oranı %75.6 ve işemeye başlamakta zorluk çekenlerin oranı ise %44.4'tü. ICIQ-SF ile IIQ-7 fiziksel aktivite ve sosyal aktivite alt boyutları ile total skoru arasında güçlü ilişki bulurken (sırasıyla rho=0.64, p<0.001; rho=0.53, p<0.001; rho=0.56, p<0.001), sosyal ilişkiler ve duygusal sağlık alt boyutları arasında orta derecede ilişki bulundu (sırasıyla rho=0.45, p=0.002; rho=0.38, p=0.009). Sonuç: Üİ semptomlarının MS'li bireylerin günlük aktiviteleri üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında, Üİ için kapsamlı bir değerlendirme yapılarak MS’lilerin, Üİ’nin şiddetine, tipine ve sıklığına göre uyarlanmış bir rehabilitasyon programına dahil edilmesi önemlidir.Article Determination of the Factors Affecting the Health and Social Lives of Individuals With Type I Diabetes During the Covid-19 Pandemic Process: a Qualitative Study(2024) Eroğlu, Nermin; Kolac, NurcanAim: This study was carried out to determine the factors affecting the health and social lives of individuals with Type I diabetes. Materials and Methods: The sample of the study consisted of 14 individuals with Type I diabetes living in Istanbul province. The quantitative data of the study were collected using a personal information form, and the qualitative data were collected through two open-ended questions. Results: Content analysis was used to evaluate qualitative data. The mean age of the individuals with Type I diabetes was 36.1% (n=14) years. As a result of the content analysis, two main themes and eight sub-themes were determined. Accordingly, the themes were negative emotions towards the illness and fear of being unable to maintain health during the pandemic process. Conclusion: In this study, individuals with Type I diabetes were found to have negative thoughts and to experience anxiety and fear about their health due to the COVID-19 pandemic. During the pandemic process, they were particularly affected by the inability to exercise enough and the deprivation of social life. In line with these results, the study revealed that the mental and physical needs of individuals with Type I diabetes, which is a disadvantaged group during the pandemic process. In these cases, it is recommended to develop teams that will provide support for remote chronic disease monitoring of individuals with type 1 diabetes, to train health professionals, to provide multidisciplinary support to individuals by investing in these issues, and to create emergency action plans that include all elements.Article Geleneksel Yaşta Olan ve Olmayan Psikoloji Öğrencilerinin Eğitime, Sosyal İlişkilere ve Kariyere İlişkin Görüşleri(2024) Özkılıçcı, Gökçe; Özdemir, Petek Akman; Köroğlu, RukiyeBu çalışmanın amacı psikoloji lisans öğrencilerinin bölüm ve kariyer tercihleri, üniversitedeki sosyal ilişkileri, akademik güdülenmeleri ve öğrenme süreçlerinin incelenmesidir. Fenomenolojik desenin kullanıldığı bu araştırmada 11'i geleneksel ve 11'i geleneksel olmayan psikoloji öğrencisi ile yarı-yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Tematik analizler sonucunda elde edilen bulgular, katılımcıların psikoloji eğitimi kararını almalarında en fazla kişisel ilgi/merak duygusunun etkili olduğunu ve akademik güdülenmelerinin yüksek olduğunu, arkadaş tercihlerinde benzer özelliklerin önemli rol oynadığını; çoğunluğunun eğitim yaşamlarında sorun yaşamadıklarını ve kariyerleri ile ilgili planlamaları olduğunu göstermiştir. Geleneksel yaşta olmayan katılımcıların geleneksel yaştaki katılımcılara göre daha düzenli ve disiplinli çalıştıkları; daha fazla aile yaşamı ile eğitsel sorumlulukları arasında denge kurmak için çabaladıkları ve bilgi edinmeyi psikoloji eğitiminin olumlu yönü olarak algıladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçlarının psikoloji alanında çalışan uzmanlara, akademisyenlere, kariyer danışmanlarına ve ileride psikoloji eğitimi almak isteyenlere katkı sunması beklenmektedir.Article Adolesan Sporcularda Olumlu Beden İmgesi ile Mükemmeliyetçilik İlişkisinde Öz Şefkatin Aracılık Rolünün Spor Türüne Göre İncelenmesi(2024) Güngören, Fatma Eda; Aşçı, F. HülyaBu çalışmanın amacı adolesan sporcularda olumlu beden imgesi ile mükemmeliyetçilik ilişkisinde öz şefkatin aracılık rolünün spor türüne göre incelenmesidir. Çalışmaya İstanbul ilindeki kulüplerde bireysel ve takım sporlarıyla uğraşan, en az 2 yıl spor deneyimi olan 381 (x̄yaş=15,95± 1,05) kız sporcu katılmıştır. Çalışmaya katılan sporculara Kişisel Bilgi Formu, Beden Değeri Ölçeği-2; Öz Şefkat Ölçeği-Kısa Formu ve Spora Özgü Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği uygulanmıştır. Verilerin analizi Process Macro eklentisi aracılığıyla IBM SPSS kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada aracılık ilişkisini incelemek amacıyla oluşturulan modelleme ‘Koşullu Süreç Modeli’ kullanılarak incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, mükemmeliyetçiliğin kişisel standartlar (B=-0,16; p<0,00), hatalarla aşırı ilgilenme (B=-0,33; p<0,05), algılanan ebeveyn baskısı (B=-0,13; p<0,05) ve algılanan koç baskısı (B=-0,20; p<0,05) alt boyutları ile öz şefkat arasında negatif ilişki vardır. Mükemmeliyetçiliğin kişisel standartlar (B= 0,38; p<0,05) alt boyutu olumlu beden imgesi ile pozitif ilişkiliyken, hatalarla aşırı ilgilenme (B=0,04; p>0,05), algılanan ebeveyn baskısı (B=0,14; p> 0,05), ve algılanan koç baskısı (B=0,01; p> 0,05), olumlu beden imgesi arasındaki ilişki anlamlı bulunmamıştır ve tüm bu ilişkilerde spor türü düzenleyici role sahip değildir. Ayrıca, bulgular öz şefkatin; kişisel standartlar, hatalarla aşırı ilgilenme, algılanan ebeveyn baskısı ve algılanan koç baskısı ile olumlu beden imgesi arasındaki ilişkiye aracılık ettiğini, bu aracılık etkisinde spor türünün düzenleyici rolü olmadığını göstermiştir. Sonuç olarak, adolesan sporcuların mükemmeliyetçilik düzeyleri öz şefkatten etkilenerek onların, olumlu beden imgesi düzeylerini etkilemektedir ve bu etkiler sporcuların bireysel veya takım sporu ile uğraşmalarına göre değişmemektedir.Article Hemşirelerde İşten Ayrılma Niyeti ile Zorunlu Vatandaşlık Davranışı Arasındaki İlişki*(2024) Selçuk, Deniz; Seren, Arzu Kader HarmancıAmaç: Bu araştırmada, İstanbul’daki bir eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan hemşireler örnekleminde işten ayrılma niyeti ile zorunlu vatandaşlık davranışı arasında ilişki olup olmadığını incelemek amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı bu araştırmanın verileri, İstanbul’da bulunan bir eğitim ve araştırma hastanesinde görev yapmakta olan 191 hemşirenin katılımı ile Aralık 2016 – Şubat 2017 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplamada, kişisel bilgileri öğrenmeyi amaçlayan bir soru formunu, “İşten Ayrılma Niyeti Ölçeği”ni ve “Zorunlu Vatandaşlık Davranışı Ölçeği”ni içeren bir anket kullanılmıştır. Veriler, bilgisayar ortamında analiz edilmiştir. Tanımlayıcı istatistikler, parametrik ve parametrik olmayan karşılaştırma testleri ve Pearson korelasyon analizi yapılmıştır. Bulgular: Hemşirelerin “İşten Ayrılma Niyeti Ölçeği” ile “Zorunlu Vatandaşlık Davranışı Ölçeği” puan ortalamaları sırasıyla 2,90 (SS=1,11) ve 3,42 (SS=0,90) olarak bulunmuştur. İşten ayrılma niyetiyle zorunlu vatandaşlık davranışı arasındaki ilişkinin katsayısının r=0,315 olduğu saptanmıştır (p<0,001). Sonuç: Hemşirelerin orta düzeyin altında işten ayrılma niyetinde oldukları, orta düzeyin üstünde zorunlu vatandaşlık davranışı sergiledikleri, işten ayrılma niyetiyle zorunlu vatandaşlık davranışı arasında da olumlu yönlü, orta güçte ve çok ileri derecede anlamlı doğrusal bir ilişki olduğu belirlenmiştir.Article Türkiye’deki Kadın Cinayetleri İçin Sosyal Medyada Adalet Arayışı(2024) Özdemir, Özlem; Sarıoğlu, Elif BaşakSosyal medya platformları, sanal \"kalabalıkları\" harekete geçirerek hak savunuculuğu ve adalet arayışında güçlü araçlar haline gelmiştir. Adalet sistemine olan güvenin düşük olduğu Türkiye'de sosyal medya, adalet arayışında alternatif bir yol olarak ortaya çıkmıştır. Kadına yönelik şiddet olaylarına tepki olarak sıklıkla başvurulan sosyal medya aktivizmi, çeşitli iletişim ve hukuki boyutları kapsamaktadır. Bu makale, Türkiye'de kadın cinayetleriyle mücadelede sosyal medyanın nasıl kullanıldığını araştırmayı amaçlamaktadır. Sosyal medya aracılığıyla adalet arayışının gerçekten mahkeme kararlarını etkileyip etkilemediği, kullanıcıların sosyal medya aktivizmi sırasında demokratik ilkelere ve ifade özgürlüğüne bağlı kalıp kalmadığı, pozitif ve negatif etkileri nelerdir? Ayrıca, sosyal medyanın kullanımından kaynaklanan hukuki zorluklar nelerdir? Çalışmada bu sorular incelenmektedir. Kadınlara yönelik şiddet failinin serbest bırakılması, uzayan hukuki süreçler veya sanıkların hafif cezalarla yararlanması gibi durumlar kamu vicdanını derinden rahatsız etmekte, adalet sistemine olan güveni erozyona uğratmakta ve sosyal medya aktivizmini, hızla kitleler arasında yayılmaktadır. Konunun hukuki yönlerini incelemek için on beş avukatla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bulgular, kadın cinayetlerinde adalet arayan sosyal medya gönderilerinin geniş kitleler üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışma, sosyal medyanın adaletin ilerlemesini hızlandıran bir toplumsal baskı mekanizması olarak hizmet ettiğini ve adalet arayışında kritik bir rol oynadığını göstermektedir. Yine de, sosyal medya aktivizmi ile ilişkili potansiyel hukuki riskleri de vurgulamaktadır.Article Sporcularda Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin Zihinsel Dayanıklılığı Yordayıcı Rolü(2024) Saraç, Hakan; Aşçı, F. HülyaBu çalışmanın amacı yetişkin sporcularda zihinsel dayanıklılığın belirlenmesinde beş faktör kişilik özelliklerinin rolünü incelemektir. Çalışmada tarama modellerinden olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmaya uygun örneklem yöntemi ile seçilen 124’ü erkek (X̄yaş=22.05±3.87), 66’sı kadın (X̄yaş=22.27±3.82) olmak üzere toplam 190 sporcu katılmıştır. Sporculara “Kişisel Bilgi Formu”, “Sporda Zihinsel Dayanıklılık Envanteri” ve “Beş Faktör Kişilik Ölçeği” uygulanmıştır. Verilerin analizinde çoklu hiyerarşik regresyon analizi kullanılmıştır. Regresyon analiz sonuçları, nevrotiklik kişilik özelliğinin zihinsel dayanıklılığın güven (β=-0.27; p<0.01), devamlılık (β=-0.22; p<0.01) ve kontrol (β=-0.40; p<0.01) alt boyutlarının ve toplam zihinsel dayanıklılığın (β=-0.35; p<0.01) negatif yordayıcısı olduğunu göstermiştir. Ayrıca, dışa dönüklük kişilik özelliğinin güven (β=0.22; p<0.01), kontrol (β=0.19; p<0.05) alt boyutları; deneyime açıklık kişilik özelliğinin toplam zihinsel dayanıklılık (β=0,20; p<0.05) ve güven (β=0.20; p<0.05) alt boyutunun; sorumluluk kişilik özelliğinin ise devamlılık (β=0.40; p<0.01) ve toplam zihinsel dayanıklılığın (β=0.26; p<0.01) pozitif belirleyicisi olduğu da bulunmuştur. Sonuç olarak, sporcuların beş faktör kişilik özelliklerinin zihinsel dayanıklılığın belirlenmesinde rol oynadığı ortaya konulmuştur.Article Avrupa’da Dijital Etik, İnsan Hakları Bağlamında Yapay Zekâ ve Algoritmik Ayrımcılık(2024) Köseoğlu, Nihan Akıncılar; Çetin, BelginMakale, Yapay Zekâ (YZ) kaynaklı insan hakları ihlallerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. YZ kullanımının etik çerçeve içinde gerçekleşmediği durumlarda insan hakları ihlallerinin ortaya çıktığını/çıkacağını iddia eden bu makale, önce YZ etiği ve dijital etik kavramlarının üzerinde durmaktadır. Makalenin kapsamı gereği, YZ etiğini meydana getiren Avrupa’da YZ ve insan hakları konulu yasal düzenlemeler temel alınmakta; ayrıca hakime/avukata ve bireylere yardımcı olan YZ uygulamalarından kısaca bahsedilerek, Avrupa’daki robot hakim uygulamalarına odaklanılmaktadır. Dolayısıyla makalenin sınırlılığı kapsamında, dijital etik ve YZ etiğinden bahsedildikten sonra, insan hakları bağlamında yapay zekâ kullanımı, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, OECD ve Avrupa Konseyi’nin hazırladığı yasal düzenlemeler, yapay zekâdan kaynaklanan insan hakları ihlalleri, yapay zekâ uygulamalarının ayrımcılık yasağı üzerindeki etkileri ve yeni bir ayrımcılık türü olarak algoritmik ayrımcılık konularına değinilmektedir. Türkiye’deki akademik çalışmalara bakıldığında, algoritmik ayrımcılık konulu henüz yeterli çalışma bulunmadığından, makalenin sunacağı akademik katkı yenilikçi olacaktır. Bu konuda -özellikle son birkaç yılda azımsanmayacak sayıda- Türkçe yayınlanmış diğer çalışmalar incelendiğinde, sanal mahkemeler, hakime/avukata ya da bireylere yardımcı olan yapay zekâ ve robot hakim yapay zekâ uygulamalarının tüm dünya genelindeki örneklerinin ele alındığı görülmektedir. Bu çalışmanın özgün değeri, YZ kaynaklı insan hakları ihlallerini önlemek için Avrupa’da YZ etiğinin oluşturulma sürecine odaklanmasındadır. Sonuç olarak, Avrupa’da YZ etik kurallarının oluşturulması, yaygınlaştırılması ve uygulanması süreci tamamlanmadıkça YZ kaynaklı insan hakları ihlallerinin devam edeceği kanısına varılmaktadır.Other Aktivist Reklamlara Yönelik Y ve Z Kuşağının Tutumunun Satın Alma Niyetine Etkisi(2024) Ugur, Hülya; Tosun, Nurhan ZeynepTüketicilerin beklenti ve istekleri doğrultusunda markaların toplumsal konuları gündeme getirerek yeniden canlanması ve eşitlik, adalet gibi temel ve varoluşsal konuları içeren reklam mesajları, yeni bir reklam paradigmasının ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Aktivist reklamcılık olarak ifade edilen bu yaklaşım markaların reklam kampanyalarında hedef kitlelerine toplumsal ve sosyal konulara yönelik mesajlar iletmelerini içermektedir. Özellikle toplumsal ve sosyal konularda daha duyarlı olan ve markalardan farklılıklar bekleyen Y ve Z kuşakları için markaların aktivist bir duruş sergilemeleri büyük önem taşımaya başlamıştır. Bu doğrultuda bu çalışma, yeni bir reklamcılık akımına ışık tutan aktivist reklamlara yönelik tutumların satın alma niyeti üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda çalışmada reklama yönelik tutum oluşumu üzerinde önemli bir etkiye sahip olan (a) reklam değeri, (b) güvenilirlik (c) bilgilendiricilik, (d) aldatıcılık, (e) eğlendiricilik ve (f) rahatsız edicilik tutum değişkenlerinin aktivist reklama yönelik tutum ve satın alma niyeti üzerindeki etkisi de irdelenmiştir. Bu bağlamda çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden biri olan anket tekniği kullanılarak 417'si Y kuşağı ve 417'si Z kuşağı olmak üzere 834 birey anket çalışmasıyla değerlendirilmiştir. Y ve Z kuşağı katılımcıları bağlamında aktivist reklamlara yönelik tutumların satın alma niyeti üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde, regresyon analizinin bağımlı değişken (satın alma niyeti) ile bağımsız değişken (reklama yönelik tutum) arasındaki etkileşimi anlamlı bir şekilde ortaya konmuştur. Ayrıca reklama yönelik tutum oluşumunda önemli rol oynayan tutum değişkenleri boyutlarının aktivist reklama yönelik tutum ve satın alma niyeti üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde, bağımlı değişkenler (tutum, satın alma niyeti) ile bağımsız değişkenler (reklam değeri, bilgilendiricilik, aldatıcılık, eğlendirici ve rahatsız edici, güvenilirlik) arasındaki etkileşimi açıklayan regresyon analizinin de anlamlı sonuçlar verdiği görülmektedir.Article Tekinsiz Vadi Teorisi Bağlamında Yapay Zeka Etkileyicileri(2024) Erdinç, Ece Doğan; Soydaş, Ayda UzunçarşılıPazarlama amaçlarını gerçekleştirmek isteyen markaların, günümüzde yapay zeka ve bilgisayar destekli görüntü oluşturma (Computer Generated Imagery – CGI) teknolojileri aracılığı tasarlanan yapay zeka etkileyicileri (YPE) ile iş birliği içerisine girdikleri görülmektedir. Farklı alanlarda hizmet veren, insana benzerlikleri yüksek olan diğer robotlar gibi sosyal medya platformlarında gerçek bir insanmış gibi davranan YPE’ler de kullanıcılar tarafından itici, korkunç veya tehlikeli olarak algılanabilmektedir. Bu doğrultuda çalışma kapsamında; kendisini Türkiye’nin ilk dijital insanı olarak tanımlayan Alara X kullanıcı isimli YPE’nin, Instagram profilindeki gönderileri ve takipçilerinin gönderilerine yaptıkları yorumlar Mori (1970) tarafından geliştirilen Tekinsiz Vadi teorisi kapsamında içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma sonucunda Alara X’in takipçileri tarafından sevilen, arkadaşlık kurulmak istenen dijital bir karakter olarak görüldüğü sonucuna ulaşılmasının yanı sıra çeşitli markalar ile iş birlikleri yapan bir sosyal aktör olduğu saptanmıştır. Bu doğrultuda çalışmada antropomorfizm seviyeleri yüksek olan cansız nesnelerden biri olarak Alara X’in Tekinsiz Vadi teorisinin sınırlarını aşarak bireyler tarafından kabul gördüğü sonucuna ulaşılmıştır.Article Genç Yetişkin Kadınlarda Genital Hijyen Davranışlarının Menstrual Tutum Üzerindeki Etkisinin Yapısal Eşitlik Modellemesi ile İncelenmesi(2024) Dağlar, Özge Şiir; Altıntaş, Eslem; Kaydırak, Meltem MecdiGiriş: Kadınların menstrüasyona yönelik algıları genital hijyen uygulamalarını etkileyebilmektedir. Amaç: Bu çalışmada, genç yetişkin kadınlarda genital hijyen davranışlarının menstrual tutum üzerindeki etkisinin yapısal eşitlik modellemesi ile incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte yapılan araştırma Google form aracılığı ile Mayıs - Temmuz 2022 tarihleri arasında 322 kadın ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında Tanıtıcı Bilgi Formu, Genital Hijyen Davranışları Ölçeği ve Menstrüasyon Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Independent Sample t testi, One-Way ANOVA testi, Pearson korelasyon ve lineer regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan genç kadınların yaş ortalaması 21,82 ± 1,81’dir. Katılımcıların %59’u öğrencidir. Çalışmaya katılan kadınların Genital Hijyen Davranışları Ölçeği puan ortalamaları 71,07 ± 10,48, Menstrüasyon Tutum Ölçeği puan ortalamaları 107,83 ± 10,3 olarak bulunmuştur. Çalışmada genel hijyen alışkanlıkları, menstrual hijyen alışkanlıkları ve genital hijyen davranışları ile olumlu menstrüasyon tutum arasında orta de- recede güçlü ve pozitif yönlü ilişki olduğu belirlenmiştir (p < 0,05). Regresyon analizi sonucunda genital hijyen davranışlarının menstrüasyon tutumu üzerinde pozitif yönlü 0,260 birimlik bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır (p = 0,001; Adjusted R2: 0,154). Sonuç: Genç kadınlarda doğru genital hijyen davranışlarının menstrüasyona karşı olumlu tutumun gelişmesinde etkili olduğu bulunmuştur. Kadınlarda doğru genital hijyen davranışlarının; menarş sonrası menstrüasyona karşı olumlu tutum geliştirilmesini ve genel sağlığın korunmasını olumlu yönde etki edeceği düşünülmektedir.Article Konuşma Duygu Tanıma Uygulamalarında Hiper Parametre Optimizasyonu ile Derin Öğrenme Metotlarının Geliştirilmesi(2024) Parlak, CevahirBu çalışmada derin öğrenme uygulamalarında oldukça yeni ve önemli bir aşama olan hiper parametre ayarlama metotlarının bir karşılaştırılması verilecektir. Veriseti olarak yeni duygu verisetlerinden NEMO duygusal konuşma veriseti kullanılacak olup, KerasTuner ile CNN, LSTM ve DNN modelleri Rassal arama, Hiperkomite ve Bayesçi optimizasyon metotları kullanılarak karşılaştırılacaktır. Genel olarak makine öğrenmesi ve özellikle de derin öğrenme uygulamalarında başarılı bir model üretebilmek zaman ve hesaplama gücü açısından oldukça pahalı ve zorlu bir işlem olarak araştırmacıların karşısına çıkmaktadır. Hiper parametre optimizasyonunun genel olarak iki temel aşamadan oluştuğu kabul edilebilir. Birinci aşamada öncelikle değişkenlik gösteren parametrelerin alabilecekleri değerlere dayalı bir arama uzayı belirlenir. Bu parametreler öğrenme katsayısı, nöron sayısı, katman sayısı, aktivasyon fonksiyonu ve benzeri değişkenler olabilir. İkinci aşama ise bu parametreleri kullanarak yapay zekâ modellerini oluşturur ve belirlenen bir başarı kriterine göre test eder. Optimizör bu modelleri çalıştırırken işlemi hızlandırmak için değişik algoritmalar kullanabilir. Hiper parametre optimizasyon uygulamaları bu konuda gün geçtikçe daha iyi çözümler sunmakta ve insan faktörünü kademeli olarak aradan çıkarmaktadırlar. Izgara arama mevcut bütün konfigürasyonları bütün kaynakları sonuna kadar tüketerek çalıştırırken, Rasgele arama ise mevcut kümeden tesadüfi olarak seçilen belli konfigürasyonları dener. Rassal arama her ne kadar bütün olası konfigürasyonları denemese bile genellikle Izgara aramaya yakın sonuçlar üretebilmektedir. Ardışık arama, Asenkron Ardışık arama, Populasyon-Tabanlı Eğitim, Hiperkomite ve Bayesçi yaklaşımlarda diğer hiper parametre optimizasyon metotları arasında sayılabilir. Bu çalışmada NEMO konuşma duygu veriseti 4 duygu ile CNN, LSTM ve DNN derin öğrenme sınıflandırıcılarıyla çalıştırılmış ve KerasTuner’in Rassal Arama, Bayesçi Arama ve Hiperkomite Arama metotlarıyla otomatik üretilen metotların performansları karşılaştırılmıştır. Hiper parametre optimizasyon metotlarından Bayesçi Optimizasyon metodunun diğerlerine göre daha iyi ve hızlı sonuçlar ürettiği görülmüştür.Article Perspectives of Psychologists Towards the Field of Ergonomics: A Qualitative Study(2024) Mamacı, Merve[No Abstract Available]