Çün, Başak2025-04-112025-04-1120231309-67613062-011210.47777/cankujhss.1239037https://doi.org/10.47777/cankujhss.1239037https://hdl.handle.net/20.500.14627/1024Doris Lessing’in The Golden Notebook (1962) ve The Diary of a Good Neighbour (1983) isimli romanları, ana karakterleri Anna ve Janna’nın hayata ve benliğe yönelik algılarına ışık tutarlar. Rus dilbilimci ve edebi kuramcı Mikhail M. Bakhtin’in diyalojik bakış açısından bakıldığı zaman, her iki roman da hayat deneyimlerinin monolojik bir sonucu olarak gelişen benlik ile, diyalojik olarak oluşturulan bir benliğe, dolayısıyla da hayata geçiş için duyulan ihtiyaç arasındaki çatışmalara değinmeleri bakımından dikkat çeker. Romanlar, bireyin benliğini ve çevresini anlama yöntemindeki tek taraflı gözleme değinirken, bu monolojik tutumun psikolojik ve sosyal sonuçlarını eleştiren bir yöne de sahiptirler. Bu çalışma, Lessing’in bu iki romanında, Bakhtin’in diyalojik prensibine dayanan diyalojik benlik kavramının nasıl mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. Ana karakterlerin kendi benlikleriyle ilişkilerini analiz ederken, benlikle ve dünyayla kurmuş oldukları monolojik etkileşimin, yeni algılarından beslenerek, yaşayan, diyalojik bir türe dönüştüğünü savunmaktadır.eninfo:eu-repo/semantics/openAccessEdebiyatEdebi Teori Ve EleştiriDoris Lessing’in the Golden Notebook Ve the Diary of a Good Neigbour Adlı Romanlarında Diyalojik Benliğe YolculukArticleN/AN/A1718094